Verilen iftar yemeğinde bölge lobiciliğinin tüm ayakları ile giderek rayına oturduğu gerçeği gözler önüne serildi.
Verilen büyük emekler, harcanan olağanüstü çabalar yerini buldu. İş adamı, dernek başkanı, siyaset erbabı, gecesini gündüzüne katan duyarlı insanlar… Verilen olağanüstü emek ve çabalar sonucu; Bölgemiz bazında bölge lobiciliği oturmaya başladı. İftara bölge milletvekilleri, bölge federasyon başkan ve yönetimleri, önde gelen STK başkanları, bölge iş dünyasının önde gelen temsilcileri, bilim adamları katıldılar.
Bölge iş dünyası örgütü (KAİSİAD) bu yıl yaz aylarında Ankara’ya bölge vekillerini ziyaret etmiş, Haziran Ay’ında Rixsos Otel’de “Bölge Lobiciliği” gündemi ile toplantı kararı almıştı. Fakat Gezi Olayları nedeniyle toplantı Temmuz Ayına ertelenmişti. Ertelenen bu toplantı Cumartesi Akşamı (26-07-2013) Rixsos Otelde verilen iftar yemeği ile gerçekleşti.
İftar yemeğinin ardından “BÖLGE LOBİSİ” gündemi ile yapılan toplantıya Panelist olarak Prof Dr. Arif Esin katıldı. Prof. Bingör Sönmez gibi bir çok akademisyende toplantıda yer aldılar.
Ardahan Ak Parti Milletvekili Orhan Atalay, CHP Bşk. Yrd. Milletvekili Gürsel Tekin, CHP İst. Milletvekili Ali Özgündüz, 2010 seçimlerinde Ardahan Ak Parti Milletvekili Adayı, Ankara Müsiad . Başkanı İş Adamı Orhan Gökdemir, Ardahan Dernekler Federasyonu Bşk. Güven Doğruyol, Hoçvan Dernekler Federasyonu önceki Bşk. Güven Yılmaz ve eşi Türkan Yılmaz, Gazi Karakurt, Atilla Kaya; Selahattin Korkmaz, Mali Müşavir Kemal Taştan, Av. Erkan Karagöz, Bişar Şirin, İbrahim Akdağ ….
Gibi birbirinden değerli iş adamları, dernek başkanları, davetliler katıldılar. Toplantı gece saat 00.1’e kadar sürdü. Milletvekili Ensar Öğüt’ün önerisi ile Bölge lobiciliği ile ilgili 2. Toplantının Ankara’da yapılması kararı alındı.
Bölge ve bölgeyi ilgilendiren sorunlar karşısında gösterdiği duyarlılık, yaptığı etkinlikler nedeni ile Orhan Atalay büyük bir takdir toplarken, Gürsel Tekin bölge lobisinin oturması ve gelişmesi açısından bundan sonra üzerimize düşeni fazlasıyla yapacağız derken, Ali Özgündüz ve Orhan Gökdemir bölge bazında lobi faaliyetlerinden dolayı KAİSİAD’I kutladılar.
SÜREYYA ÇİNİK,Açılış konuşmasını ve toplantının moderatörlüğünü derneğin Başkanı Süreyya Çinik yaptı. Çinik katılımcıları tek tek tanıttı. Herkes sırayla söz hakkı aldı.
Çinik, Bir bölgenin iş camiası örgütsüzse o bölgeden siyasi kültürel ekonomik açından gelişme beklentisi yersizdir. KAİSİAD bu açığı kapatmak bölge iş dünyamızın çatı örgütünü oluşturmak için ortaya çıktı. KAİSİAD ülkenin siyasi, iktisadi, kültürel açıdan gelişmesi ve ilerlemesinin en önemli boyutu iş dünyası ve firmalardır. Bu geçekten yola çıktığımızda başta bölgemiz olmak üzere iş camiamızın, Kobilerimizin, yerel, bölgesel, ulusal ve küresel anlamda toparlanması, yürümesi ve örgütlenmesi kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. KAISİAD, iş dünyamızın birbiriyle buluşması, toparlanması ve kaynaşması için ortaya çıkmış, iş dünyamızı birbiriyle buluşturan bir köprü rolü üstelenmiştir.
Farklılıklarımızı çatıştırmak, çekiştirmek, ayrıştırmak, birtakım kısır döngüler içine girerek geliştirmek yerine; tarihimizden ders alarak farklılıklarımız bir araya gelerek, bütün bu farklılıklarımızı bir araya getirip daha da büyük birlikteliklere, güç olmaya doğru gitmeliyiz.biz toplumsal olarak farklı tüm kesimler aynı masada toplanabildik. Siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel anlamdaki birlikteliğimiz için ne yapılması gerekiyorsa onun için bir masa etrafında toparlandık. Stklar olarak ne yapabiliriz. Nasıl güç birliği yaparız. Kişisel olarak değil bölgesel olarak nasıl bir güç birliği oluştururuz.
Bölge lobiciliği için hariçten gazel okumadan herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Bölgenin toparlanması için zaman, güç, efor, para harcanması gerekiyor. Son 3-4 yıldır iş adamlarımız, derneklerimiz büyük bir özveri ile bu mücadeleyi yürütmeye başladılar. Burada hep birlikte şahit olduğumuz gibi bölgemiz bazında lobicilik, stklar gittikçe oturmaya başladı. Önümüzdeki yıllarda bu süreç giderek hızlanacaktır. Sayın vekilimizin ifade ettiği gibi “mücadele yoksa gelecekte yoktur, mücadele varsa ilerleme de olacaktır”.
Kars Ardahan-Iğdır’ın ortak geleceğini ilgilendiren tüm konularda karar alma mercilerini oluşturacak mekanizmaları oluşturmak gerekiyor. Siyasi, bürokratik, akademik, kültürel ve ekonomik alanlarda gücümüzü birleştirmek gerekiyor. Bu sanıldığı kadar kolay değil. Bölgenin düşmesinden, çürümesinden nemalanan, toplumsal kaygı ve çalışması olmayan, topluma ve toplumsal alana katkı sunmayan fakat mangalda kül bırakmayan, sürekli hemşerilerini aşağıya çekmeye çalışan hasta ve sakat anlayışlarla da mücadele ediyoruz.
TOPLANTIDA KİM NE DEDİ…
Prof. ARİF ESİN, “Lobi denildiğinde hobi’nin anlaşıldığı bir ülke, bir bölge karşımızda var.
21. Yüzyıl bilgi teknolojileri sayesinde şartlar eşitlendi. Bunun beraberinde faklılıklar artmaya başladı. Bölgelerin kendilerini tanıtması çok önemli bir olgu. Bu olgu tam oturmadan başarılı olmak çok zor.
Lobicilik bölge insanlarının hissiyat meselesidir. Diğer bölgelere baktığımızda lobilerin, derneklerin etkileri çok fazla… Prof. Esin, lobi kelimesi ve lobicilik hakkında belirlemelerde bulunduktan sonra bölge insanı ile tanışmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
ALİ ÖZGÜNDÜZ,
KARS T. C. den önce cumhuriyet kurmuş bir şehirdir. Türk, Kürt, Laz’ı-Çerkez’i, Ermeni, Malakan… Müslüman, Ortadoks … bir arada yaşadığı çok özel bir şehirdir.
Kars çok özel bir yerdir. Tüm kimliklerin inançların bir arada yaşadığı çok özel şehirdir. Kars-Ardahan-Iğdır’ın lobisinin oluşması ve oturmasını istiyorsak, yeniden aslımıza dönmeliyiz. Alt kimliklerden kurtulmalıyız. Alt kimlikler gerikalmışlığın en önemli göstergesidir. Batılı medeni milletler, ülkeler bunu aştıkları için gelişmişlerdir. Kürt-Türk, Alevi –Sunni… farklılıklarımızı kabullenerek, bunları öne çıkarmadan bölge ve ülkemizi ortak değerler olarak kabullenirsek zorlukları aşabiliriz… Bölge söz konusu olduğunda iktidar, muhalefet ayrılıkların tamamen bitirilmesi gerek.
ORHAN GÖKDEMİR,
Gerek bölgeye yaptığı yatırımlarla, gerekse bölgeyi ilgilendiren her tür toplantıya icabet eden sosyal duyarlılığı üst seviyede olan bir iş adamı olarak Orhan Gökdemir herkesten önce toplantının yapılacağı alana gelmişti. Ankara Müsiad 2. Bşk. Orhan Gökdemir, 12 yıldır Müsiad yönetiminde. Gökdemir, Dünyadan ülkemize, ülkemizden doğduğumuz topraklara, şehrimize yöneldiğimizde iktidarın, iş dünyasının bölgeye yönelmesi gerektiğini gördük. Bu anlamda biz, Ardahan’da entegre hayvancılık tesisleri açtık. 4 Trilyon yatırım yaptık. Gökdemir, Yurt dışında, Batıda onlarca, yüzlerce adam çalıştıran firmalarımız var. Bu vatandaşlar bölgeye gelip yatırım yapamıyorsa iletişim başta olmak üzere çok ciddi anlamda sorunlar var demektir. Bu sorunların tespit edilmesi, her şeyden önce bu hemşerilerimizle sağlıklı bir iletişim kurulması gerekmektedir. Bölge lobiciliğinin sağlam temeller üzerinde oturtulması gerkmektedir…
Batıda yaşayan tüm hemşerilerimize sesleniyorum: Zara ettiğimiz halde bölgemize yatırım yapmaktan kaçınmadık. 5-10 yıl sonra bölgemiz iş alanı bakımından Türkiye’nin en önemli bölgesi haline dönüşüyor. Şimdiden yönelmemiz lazım. Hemşerilerimizden rica ediyorum, eğer 3 daireleri varsa 1’ini satıp kendi bölgelerine en azından bir ev yaparak yatırım yapmaları gerekmektedir. Buda doğdukları yere karşı samimiyetlerinin bir ifadesi olur diye düşünüyorum.
GÜVEN DOĞRUYOL,
Lobiciliğin en önemli ayağı STK lar ve Siyasilerdir. Ardahan Dernekler Federasyonu olarak İstanbul’da 100’den fazla olan Ardahan Derneklerini bir çatı altında toparlamaya çalışıyoruz.
Kars-Ardahan-Iğdır, özellikle Ardahan’da, STK’lara destek vermesi gereken Siyasilerden ve İş Dünyasından gerekli yaklaşım ve sahiplenmeyi göremiyoruz. Buda toplumsal anlamda parçalanmaya, parçalı duruşa neden oluyor.
Diğer bölgelerde durum bunun tam tersidir. Milletvekilliği yapan, DİSK genel başkanlığını yapan bir insan Rıdvan Budak. Tercan Dernekler Federasyonu kurulurken başkan olarak değil, başkan yardımcısı olarak görev yapıyor. Aynı şekilde Samsun’un Kavaklı ilçesinde bir köyün dernek başkanı olarak bir Profesör görev alıp başkanlık yapıyor. Bundan dolayı diğer bölgeler, Karadenizliler ülke genelinde en çok bakana, en çok belediye başkanına, milletvekillerine sahiptirler. Bundan dolayı Karadeniz ve diğer bölgelerin lobileri Türkiye’nin en büyük lobileri. Siyasetçi, iş adamı, herkes egolarını bir tarafa bırakarak STK’larda gerektiği şekilde yer almayı becermelidir. Bunu başardığımız oranda bölge lobiciliği sağlam temeller üzerinde yükselecektir.
GAZİ KARAKURT,
Ermeni ve Türk Lobisi nedeniyle sınır ticareti yapamıyoruz. Bölge adına lobiciliği nasıl yapmalıyız, bölge dışındaki insanların bölge adına ve yaşadıkları alanda nasıl lobicilik yapabiliriz? Bunları tüm yönleri ile tartışmalı sağlıklı kararlar almalıyız… Bölge bazında vekil seçmekle sorunların üstesinden gelemeyiz. Bölgemiz bazında bakan çıkarmalıyız. Bakanlık bütçesinin olmadığı bir bölgede lobicilik olamaz. Bakanlık bütçesi yönetmediğimiz sürece, bir Trabzon, Kayseri, Erzurum gibi gelişemeyiz.
Çıkarılan yasa ve yönetmeliklerden stkların, vekillerin bile haberi olmadığı bir sistemin içindeyiz. Bir yıl boyunca mevcut kanun çerçevesinde bir plan proje geliştiriyorsunuz. Çalışmanızı yapıyorsunuz. Ama bir gecede çıkarılan ve kimsenin haberinin olmadığı bir yasa yada yönetmelikle tüm çalışmanız yerle bir edilebiliniyor.
Asıl sorunumuz Kars-Ardahan-Iğdırlılar olarak sınır ticareti yapamıyoruz. Bölgede, Ermeni Lobisi ve Türk Lobisinin karşılıklı salvoları, yaptıkları nedeniyle sınır ticareti yapamıyoruz. Kars lobisi olarak bu iki lobiyi aşmamız lazım, üstüne çıkmamız lazım.
Yönetmelikler aşağıdan yukarıya değil yukardan aşağıya doğru geliyor. Sınır açılacak akaryakıt dahil ticaret yapacaksınız deniliyor. İnsanlar tanker vb. alıyor. Bir yönetmenlik çıkıyor şaka yaptık, dalga geçtik hesabı milyarlarca lira zarara neden olunuyor…
TÜRKAN NARİN,
Eğitimde sondan 1.likler bize kader olarak dayatılmış… Basından takip ediyoruz Afyon Karahisar’a vb. bazı yerlere trilyonluk yatırımlar yapılıyor. Bu da bakanlar eliyle yapılıyor. Güçlü bir lobi olmalı, güçlü bir lobiciliği ortaya çıkarmalıyız. Bölgemizde doğru dürüst sinema ve tiyatro salonları yok. Kültürel olarak geri bir bölgede her şey doğal olarak geriler. Bir zamanlar ülkemizin en başarılı öğrencileri bölgemizden çıkıyordu. Şimdi sondan 1.likler kader olarak bize dayatılmış.
ERKAN KARAGÖZ,
Bölge aydınıyla, bölge insanıyla, okuruyla, yöre insanıyla daha sıkı bir diyalog kurulması gerekiyor. O kentte kente sahip çıkacak insanlar varken, destek olunmamamsı nedeniyle kentler her alanda düşüyor. Kente sahip çıkacak insanlar eli kolu bağlı hale geliyor.
Kars tarihi yapılar bakımından tam bir açık hava müzesi. Bu tarihi adanın ortasına, Karsta karsın doğal ve tarihi binalarının ortasına 4-5 katlı toki binaları diktiler. Kars resmen bir tarih katliamı yaşıyor. Ardahan’da kuş göçü yolu üzerine göçmen kuşlar yolu üzerinde binalar dikildi. Doğal yaşamı, doğal yaşam alanları yok ediliyor. Bölgede hakim olan bu geri-yoz anlayışı iyi çözmeli STK’lar güçlü bir şekilde bölgeye yerleşmek zorunda…
Sadece tarım ve hayvancılığı düşünerek bölgeye bir katkı sunamayız. Çok değil 10 yıllık bir süre içinde bölge uluslararası kapitalist firmaların saldırısına uğrayacaktır. Kars çok geçmeden uluslararası demir yolları, çift şeritli otoyolları ile, ticaret hacmi ile sınır ticareti ile Türkiye’nin en önemli ticaret merkezlerinden birine dönüşüyor. Bugünden yarını 10 yıl sonrayı hesaplamamız gerekiyor. Kars ciddi anlamda uluslararası ticaretin yapılacağı bir alana dönüştüğü gibi uluslararası lobilerinin saldırısına uğrayacaktır.Karsa çok ciddi depolar antrepolar gerekiyor. Başkaları bu alanlarda yatırım yaparken biz sadece bakmakla yetiniyoruz. Biz sadece bakıyoruz… Kars ve bölge için düşünce platformları geliştirmelidir. Bireysellik, egoizm tarihe gömülmeli, birlikte hareket edilmeli. Bunlar yapılmadan bölge lobisi oturmaz…
GÜVEN YILMAZ,
BÖLGE CUNTA VE DİKTAÖR SİSTEMİN, 12 Eylül Darbesiyle bölgeyi geliştirecek insan kaynağı yok edildi. Bölge boşaltıldı. Bu durumda her alanda geri kalmışlık bölgeyi kötü vurdu.
Bölgeyi geliştirecek bir kuşağın yok edilmeye çalışılması, baskı neticesinde büyük şehirlere göç etmesi, demokratik özgürlüklerin askıya alınması kötü sonuçlar doğurdu.Kent ve kır kültürünün çatıştığı birbirini anlamadığı, algılamadığı bir süreç gelişti. Korkmadan, sakınmadan, birbirimizi ötelemeden, inkar ve birbirimizi düşürmeye çalışmadan hep birlikte bölgenin sorunlarının üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Bu anlamda bölge lobiciliğinin oturması, bu yönlü platform ve toplantıların, buluşmaların artırılması, zeminin yaratılması gerekmektedir.
Özgürlükler, ekonomik, kültürel gelişmeler birbirine bağlıdır. İnsan kaynakları, su kaynakları, kültürel değerler muhakkak korunmalıdır. Bölgede diğer arkadaşların belirttiği gibi STK’ların muhakkak ayaklarının oluşturulması gerekmektedir.
KEMAL TAŞTAN,
Iğdır’da 3 yıl süren büyük bir yatırımın yöneticiliğini yaptık. Karşılaştığımız zorluklar nedeni ile geri çekildik. Nelerle karşılaşıldığını, karşı karşıya olunduğunu çok iyi biliyoruz. Bölge için ne yapacağımızı somut olarak ortaya koymalıyız. Uzun yıllardır iktidar ve muhalefet partileri doğu ve güneydoğuya gerekli yatırımı yapmamışlardır. 1., 2. Doğu Güney Doğu Anadolu kalkındırma paketleri doğru dürüst hayata geçirilmemiştir. Yerelde ekonomileri güçlendirecek projelerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bölge lobiciliğinin de bu alanda üzerine düşeni yapması, sivil toplum stkdan gelen gücünü kullanması lazım.
AYTEKİN KAYA,
Bölge lobiciliği sağlam temeller üzerinde muhakkak oturmalıdır. Ardahan Dernekler Federasyonu başta olmak üzere stk’lara yaptığı katkı ve katılım ile bölgede duyarlı bir iş adamı Kaya.
Kaya, İlk defa sayın vekillerimizle bir araya geldik. Köyümüzde akraba ve kimsemiz kalmadığı halde köyümüze döndük birçok öğrenciye burs verdik. Bugün birçok dalda gençlerimizin okumasına meslek sahibi olmasına vesile olduk. Ardından İlçemize (Hanak) el attık. Elimizden gelen katkıyı Ardahan’a sağlamaya çalıştık.
İstanbul “Kars-Ardahan-Iğdır Sanayici ve İş adamları Derneği” (KAİSİAD) Taksim Rıxsos Otel’de iftar yemeği verdi.
Çok geri ve agresif davranışlar ve saldırılarla karşılaştık. Yalan yanlış haberler, gereksiz kıskançlıklar, bir sürü gerilik sergilendiğine şahit olduk. Bütün bunları yaşarken bölgenin gerçekten güçlü stk’lara ve lobiye sahip olması gerektiğine inandık. Bu anlamda buradaki buluşmayı çok anlamlı buluyorum. Öncelikle bölge lobisinin sağlam temeller üzerine oturtulması, iş dünyamızın stk yapılanmamızın iyi örgütlenmesinin bir zorunluluk olduğuna inanıyoruz.
SELAHATTİN KORKMAZ,
İktidar olunmadan, muktedir olunmuyor. Bölgeye hizmet için önce iktidar olmalıyız.Özgürlük ve demokrasinin olması. Etnik ayrımcılığın olmaması. Etnik ayrımcılığa karşı kör olunması. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi. Orada yaşayan insanlara değer verip siyasi, sosyal, ekonmik, kültürel anlamda önlerinin açılması.
GÜRSEL TEKİN,
80 öncesi Karsı bilmemiz lazım. Turizm bazında Türkiye ortalamasına göre Kars 7. Sıradaydı. İl bazında en çok 67 il içinde planlı tek şehir Kars’tı. Kars planlı yapılan tek şehirdi. Sosyal yaşam bakımından İstanbul’un ardından gelen tek şehir Karstı. Bütün bunlar devlet politikası ile gelişti. Bütün bu olumsuzluklar yine devlet politikası ile ortadan kalkacaktır.
8o öncesi, tarım, hayvancılık, turizm bakımından kendisine yeten en önemli il Karstı. Bizim İstanbul tarihçemiz 20 yaşında. 80 darbesinden sonra bu tarih başladı. STK, Lobicilik anlamında öbür bölgelerden 30-40 yıl geriden geliyoruz. Ama buna rağmen bizler ticari, siyasi, stk açısından çok önemli bir konumdayız. Çok önemli mesafeler aldık.
Ticarette olduğu gibi siyasette de yeniyiz. Siyasi partilerde çok önemli kümelenmeler oluşmuş. Bunu kırmak çok zor. İnşallah Orhan Atalay bakan olarak görürürüz.
Gerek Ankara’da, gerek İzmir’de, İstanbul’da küçümsenmeyecek önemde iş adamı gücümüz var. Bu gücün KAİSİAD çatısı altında toparlanması bölge lobiciliği için önemli bir gelişme olacaktır. Bu anlamda siyasetçiler olarak üzerimize ne düşüyorsa emrinizdeyiz… dediler.
PROF. BİRGÜL SÖNMEZ,
Önemli bir gücümüz var. Bu gücün bir araya gelmemsi, ortak noktalarda buluşması için hep birlikte plan ve programlar üretmeliyiz.KAİ Vakfı diye bir vakfımız var. Toplumsal anlamda plan ve proje geliştirmediği gibi, bölgenin iş, stk dünyasının birbiriyle buluşması önünde büyük bir engel. CNN Televizyonu Sponsor oldu. 60 bin dolara belgeseli çektik… Ani’nin altında Mağaraların olduğu dünyada eşi bulunmayan bir şehir var. Orayı KAİSİAD’la birlikte dünyaya tanıtıp bölge turizmini geliştirecek projeler geliştiriyoruz…
ORHAN ATALAY,
100 -150 yıllık zaman diliminde devletin bölgeye bakışında büyük bir farklılık olmuştur….Mehmet Arif Beyin “93 Harbinde Kars-Ardahan’ın Düşüşünü” anlatan kitabını okudum. Osmanlının zayıflamaya başlamasından devlet kademelerine hak etmeden yükselen insanlar. Şarka terfi ettirerek gönderme, Kasap Hüseyin Paşa garibanın birisi, korkağın birisi, ben komutanlık filan yapamam diyor. Önce kendisi ardından askerleri kaçıyor. Ama o zamanki önemli birinin bacanağı olduğu için Ardahan’a komutan olarak tayin ediliyor.
Devletin bölgeye bakışında bir farklılık var. 40 yaşın üstünde kaymakam, savcı, hakim, öğretmen göremezsiniz. Bir başka deyişle Kamu tecrübesinin gitmediği bir bölge.Hakketmediği ehliyete ve liyakate sahip olmayanların yükselmesi için git gel yaptırılır. Git Kars’ta müdür ol gel, yada ceza almıştır git orada cezanı çek gel. Yada acemi birliğidir. İlk vali, ilk kaymakam, ilk öğretmen olarak orada görev yapar. Ama 2.kez asla oraya atanmaz yada dönmez.Doğu ve Güneydoğu illeri eğitime ve üniversiteye girişte son 10 yılın raporunda son 20 ilin içinde sonucudurlar. Son 20 il doğu güneydoğu illeri.
Karamsar olmamıza gerek yok. Sorunlarımızı doğru tespit edip. Martin Luther King diye siyahi hareketin bir lideri var. Amerika’da Siyahi hareket başladığında çok kötü bir hezimetle sonuçlanır. Fakat King en geç on yıl içinde siyah çocuklarla beyaz çocuklar aynı okulda okuyacaktır diyerek, mücadele azmini diri tutar. Kilisenin duvarına da”mücadele yoksa ilerleme de gelecekte yoktur” diye bir yazı asar. Ve çok geçmeden siyahlar haklarını alır.
Dolayısıyla devlete, hükümete karşı ortak bir mücadele alanı geliştirmeliyiz. İstanbul bu mücadelenin ana dinamosudur. Bu gücümüzü doğru kullandığımızda Ankara, İzmir ve bölge bundan daha fazla etkilenir. İstanbul’da lobi ayağımızı sağlıklı oturtursak üstesinden gelmeyeceğimiz sorun kalmaz.
Bölgede devlet destekli çok önemli kalkınma ajanslarımız var. Medya ayağımız eksik olduğu için gerekli tanıtım yapılamıyor. Bölge ile ilgili kötü algı kırılamıyor. İnsanlarımızın 10 yıl sonrasının Serhat şehirlerini görüp (enerji koridoru, uluslararası ticaret yolları, sınır kapılarının açılması) gelişmeleri görüp bölgeye yönelmeleri gerekiyor…
Osmanlının çöküşü ile birlikte ceberut ve diktatör bir sistemin varlığı ile günümüze kadar bölgede boşlama olmuştur. Ülke genel anlamda vatandaş için cehenneme çevrilmiştir. 100-150 yıllık kaybımız var. Kısa sürede düzelme beklemek doğru olmaz. Son on yıldır Kürt Sorunun çözümü, demokrasi alanındaki gelişmeler şartların vatandaşın lehine çevirmiştir. (KHA)