KAI Vakfının çalışmaları ve amacı hakkında açıklamalarda bulunan İşadamı Sabri Yiğit, 2017 yılında 1000 öğrenciye burs sağladıklarını hatırlatarak, bugüne kadar 20 binin üzerinde öğrenciye burs desteği verdiklerini söyledi.
YILDA 1000 ÖĞRENCİYE BURS DESTEĞİ VERİYORUZ
Her yıl birçok öğrenciye eğitim hayatlarına destek olmak adına burs desteğinde bulunduklarını belirten İşadamı Yiğit, “2018 yılında faaliyetlerimizi her yıl katlayarak arttırma hedefindeyim. 2017’de yaklaşık bin öğrenciye burs desteği sağladık. 2018’de de hedefimiz 1000 öğrencimize burs verme yönünde olacaktır. Gerçekten verilen bursların ciddi ve fonksiyonel olduğu kanaatindeyim. 2017’de başarılı olan ve Tıp Fakültesini kazanan bütün öğrencilere burs verme kararı almıştık. 2018’de de aynı şekilde bu uygulamamızı devam ettirmek istiyoruz. Burs her öğrenci için çok önemli bir geçim kaynağı. Biz de bunun ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Burs, tamamen gönüllülük esasına dayanan bir çalışmadır. Asıl amacımız verilen burs sayısını arttırmak. Talepte bulunduğumuz tüm hemşerilerimiz olumlu dönüşler yapmaktadır. Eğitimine destek verdiğimiz ve zamanla çok iyi yerlere gelen öğrencilerimiz de oldu. Kendileri zaten eğitimin ne kadar önemli olduğunun farkında olan insanlar. Kendileri durumlarına göre destek vermek istiyorlar her eğitim öğretim döneminde” diye konuştu.
ASYA DEVLETLERİYLE PASAPORT KALDIRILMALIDIR
KAI’nın amacının Kars, Ardahan ve Iğdır’ın tarihsel gelişim sürecini değerlendirecek katkılarda bulunmak; doğal, kültürel ve sanatsal varlıklarının tanıtılması olduğunun altını çizen İşadamı Sabri Yiğit, özellikle bölgenin imajının tazelenerek sermayeyi bölgeye çekmenin gerekliliğine vurgu yaptı.
"Dünyanın her yerinde olduğu gibi, bizim ülkemizde de büyük karlar sağlayan global markalar ülke içerisinde yatırımlar yapmaya çekilmeli" diyen Başkan Yiğit, “Bölgenin kalkınması ve yerli sermayenin cesaretlendirilmesi için tarafların birlikte ortak projelere yoğun çaba harcaması gerekiyor. Şu anda Türkiye’nin Orta Asya ile dış ticarette yaşadığı en büyük sorun lojistik sorunudur. Türkİ Cumhuriyetlere satmış olduğumuz bir malın ulaştırma maliyetleri çok yüksek şu anda. Bir konteynır için 1500 dolardan fazla ulaşım maliyetine maruz kalıyoruz. Asya’ya deniz ulaşımı çok sorunlu, kara ulaşımıysa çok pahalı. Yine ticaretin canlanması için ikinci bir şart Türkiye’nin acil olarak, ön Asya devletleriyle pasaport uygulamasını kaldırmasıdır. Ticaretin gelişmesi için sınırların kaldırılması gerekiyor. Bu ülkelerin hepsi Türkiye’ye muhtaçtır. Bizim için çok güzel pazar buralar” şeklinde konuştu.
KAI OLARAK GÜNEŞ ENERJİSİ PROJİSİ ÜZERİNDE ÇALIŞMA YAPIYORUZ
KAI olarak güneş enerjisi proje üzerinde çalışma yaptıklarını dile getiren İşadamı Sabri Yiğit, “ Çok ilginçtir ki, bizim Kars Ardahan Erzurum bölgesi bulut az olmasından dolayı çok iyi güneş ışını alıyor. Güneş enerjisi teknolojisinde havanın soğuk olması önemli değildir. Bulut olmaması önemlidir. Mesela Konya-Karaman ve Van Türkiye’nin en net güneş olan bölgeleridir. Arkasından bizim bölgemiz gelir. Ben yakın zamanda Kars’ta güneş tarlalarının olacağına inanıyorum. Hafif eğimli yüksek dağlarımızda, Allahuekber dağlarımızda, Selim’in dağlarında, Sarıkamış’ın dağlarında tarıma, kullanıma elverişsiz kayalara, güneş panellerini koyacağız, ciddi bir şekilde enerji üreteceğiz. Önümüzdeki 10 -15 yıl içinde dünyada güneş enerjisi kullanımı en az %10’u bölgede kuracağımız güneş tarlalarından üreteceğiz” İfadelerine yer verdi.
KAI’DA ÖNCEKİ YILLARA GÖRE MOTİVASYON KAYBI VAR
KAI Vakfında ilk dönemlere nazaran bir motivasyon kaybı gördüğünü dile getiren Sabri Yiğit, “ Vakıf başka önemli şeyler de yapabilirdi fakat o sinerjinin kaybolması her şeyi götürüyor. Şu anda vakıf sınırlı sayıda kişinin sırtında kaldı. Benim 10 yıldan fazla bir süredir vakıfla temasım var. O ilk gördüğüm motivasyonu maalesef şu anda göremiyorum. Çok önemli hemşerilerimiz var. Fakat bunlar bir türlü vakfa kazandırılamadı. Şu vakıftan bahsedildiği zaman, vakıf benim cebimden ne kadar para alacak, deniyor. Bu çok kötü bir düşünce. Toplantılar da çok zayıfladı. Dünyanın en zengin iş adamı da olsanız bu tek bir kişinin inisiyatifinde olacak bir iş değildir. Yaklaşım ve bilincin değişmesi lazım. İsim vermek istemiyorum ama artık vakıfla selamı sabahı kesenler var, önceleri sürekli gelip giden fakat sonrasında gelmeyenler var. Bu arkadaşlarımıza arayıp soruduğumda kendilerİ bana yapay bahaneler üretiyorlar.
Bu nedenlerden dolayı Şu an koltukta oturan kim olursa olsun bizim başkanımızdır. Kendisi elinde gelen gayreti gösteriyor ama kendisine gereken destek sağlanmıyor. Bundan sonraki süreçlerde vakıf daha akil bir şekilde ele alınmalıdır. Alınmazsa vakıf daha fazla gerileme sürecine girecektir” ifadelerine yer verdi.
ŞİRKET OLARAK BÖLGEDE ÜRETİM VE LOJİSTİK MERKEZİ KURACAĞIZ
Kars-Tiflis Demir hattının açılmasıyla Bölgenin ticarette bel kemiği haline geldiğini anımsatan Sabri Yiğit, “ Uzun yıllardır hayal ettiğimiz Kars-Bakü-Tiflis demir yolu projesi hayata geçti. Biz Digicom Şirketler grubu olarak demir yolu hattının yakınlarında üretim ve depolama olarak bir lojistik merkezi yatırımı yapacağız. Üretimi de oraya çekeceğiz. Çünkü buradan Kars’a kadar götürmek de büyük bir maliyet. Hazırda müşterimiz olan ülkeler var; Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan var. Rusya hazır. Önemli ölçüde mal satıyoruz. Bu ülkelere gönderdiğimiz malın nakliye parasıyla Kars’ta kurulacak üretim fabrikası kendini rahatlıkla kurtarır. Ben şunu söylemek istiyorum. Siyasi kararlar gelip geçicidir. Memlekette kalıcı istikrarda ekonomik refah önemlidir. Türkiye’de büyük bir cari açık vardır, bunun çözümü dışarıya mal satmamız, dışarıdan mal almamamızdır. Çok basit bir ilkokul öğrencisinin matematik hesabından, bir bakkalın hesabından farklı değildir. Bir gerçek de var ki, ihracatın ithalatı karşılama oranı her gecen gün iyiye gidiyor” diye konuştu.
DERNEK ÇOKLUĞU SİNERJİYİ YOK EDİYOR
İstanbul’da Kars ve Ardahan’a ait çok sayıda derneklerin bulunduğunu ve bu derneklerin çokluğunun sinerjiyi yok ettiğine temas eden Sabri Yiğit, “ Gördüğüm kadarıyla KAI vakfı olarak şöyle bir sıkıntımız var. Birinci olarak çok parçalanma var. Kars Ardahan Iğdır Vakfı çok ciddi şeyler yapıyor, önemli misyonlara sahip. Ancak Kars Ardahan Iğdır bölgesinde çok zayıf derecede çok sayıda irili ufaklı vakıf ve dernek var. Mesela KASİYAT adı altında bir birlik kurulmuş. Kars’ta sanayici ve iş adamı olan kaç kişi var ki böyle bir teşkilatlanma yoluna gittiniz? İşte bu parçalanmalar İstanbul’daki KAI’nın sinerjini dağıtıyorlar. Adı üstünde Kars Ardahan Iğdır Kalkınma Vakfı. Bu vakıf kimsenin babasının mülkü değil. Yapacağın şeyi gel burada yap. Bizim iş adamları konseyimiz var. Gel burada aktif bir şekilde faaliyet yürüt ki daha fazla başarılara ulaşacağında aşikardır. Böyle bir megalomanlık, anlamsız bir paralel hareket söz konusu.
Vakıf çok iyi başladı fakat vakfı tabana yayamadık. Vakfa ekonomi ve zaman harcayan hemşerilerimizin sayısı günden güne düştü. Bu çok ciddi bir sıkıntı” açıklamasında bulundu.
İŞADAMI SABRİ YİĞİT’İN YAŞAMI BOYUNCA UNUTAMADIĞI ŞEY!
Digicom Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Yiğit'in hayatında unutamadığı acı olayı da ise şöyle açıkladı:
Digicom Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Yiğit, babasının sayesinde çok küçük yaşlarda ticaretin içinde yer alıyor. Okul hayatı devam ederken bir yandan da rahmetli babası Nuri Yiğit’in yanında çalışıyor. İşte Yiğit, “en kıymetli başarısızlığım” dediği deneyimi de bu dönemde edinmiş.
Yiğit, “Başarısızlıklarımı bu zamanlarda yaşayıp, geleceğime yatırımı yaptım. Bu yüzden canım babama ne kadar dua etsem azdır” diyor. Öyküsünü ise şöyle anlatıyor:
“Daha 11-12 yaşlarındayken babam bana para verip, şehirlerarası ödemeler için beni otobüsle uzun yola göndermeye başladı. Kars’tan yola çıkıp ticaret yaptığımız birçok firmaya gidip geldim, yanımda da hep hatırı sayılır miktarlarda para oluyordu. Yine bir gün o meşhur Bond çantamda 100 bin TL parayla Kayseri’ye doğru yola çıktım. Kayseri yolundayken Sivas aktarması sonrasında uyuyakalmışım. Uyandığımda çanta da içindeki paralar da yok olmuştu. Muhtemelen yolda inen biri çantamı da alıp gitmişti. Tabii fark ettiğim anda otobüsü birbirine kattım ama nafile. O şoku yaşayıp elimden hiçbir şey gelmemesi berbat bir kaybetme duygusuydu. Orada kaybettiğim şey paraydı, fakat uyuyakalıp ya da farkına varmayıp kaybettiğiniz şey, her zaman sadece para olmayabilir. Hala hatırlarken hem içimi acıtan hem gülümseten en kıymetli başarısızlığımdır.”
Yorumlar
Kalan Karakter: