Nitekim Kur'an-ı Kerimde "Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdâr olandır."(Hucürât, 49/13)
Bütün dinlerde, özellikle İslam dininde terör kesin olarak yasaklanmıştır. Temeli barış, uzlaşma ve hoşgörüye dayanan ve ismini de bu anlamlara gelen "İslam" kelimesinden alan yüce dinimiz; birliği, sevgiyi ve kardeşliği emrederken, zulmü, azgınlığı ve fenalığı yasaklamıştır. Özellikle masum insanlara, yaşlılara, kadınlara, çocuklara; suçlu suçsuz ayrımı yapmadan cana, mala ve insani değerlere yönelik terör ve tedhişi bir insanlık suçu kabul ederek, nereden ve kimden gelirse gelsin, adı ne olursa olsun şiddetle yasaklamıştır.
Kamu düzeninin, emniyet ve asayişin sağlanması, kişilerin mal ve canlarının, seyahat özgürlüklerinin korunması İslâm'ın temel amaçları arasında yer alır.
Terörist eylemlerde bulunarak, şakilik yapmak her ne kadar cezalandırılması gereken bir suç ise de; birçok âyet ve hadiste bir kimse İslâm'dan çıkıp inkâra sapmadıkça ne kadar büyük bir günah işlerse işlesin cezasını çektikten sonra cehennemden çıkacağı ve cennete gireceği ifade edilmektedir. (meselâ bk. Nisâ 4/48)
Bu itibarla, İslâm'dan çıkıp inkâra sapmadıkça ne kadar büyük günah işlerse işlesin bir kişiyi tekfir etmek doğru olmaz.