İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca bu sabah “yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla” ilgili yürütülen soruşturma kapsamında çeşitle adreslere operasyonlar başlatıldı.
Şu ana kadar aralarında işadamı Ali Ağaoğlu, üç ayrı bakanın oğlu, bazı danışmanlar, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan ve Rıza Zarrab'ın da bulunduğu 37 kişinin gözaltına alındığı operasyon 3 ayrı soruşturmayı içeriyor.
Bu haberi Hürriyet web'den alıntıladım...
Peki...
İktidarı medyası nasıl bir tavır alıyor bu operasyon karşısında?..
Baktım...
Sizinle paylaşayım...
Ey muhalefet!.. Sakın ola bu operasyona Başbakan’ın göz yumduğu gibi bir iftira ile yaklaşmayın… Amman ha!.. Sistem bu… Sistem halen Devletçi... Devlet halen ihalelerde en büyük müşteri… Devletin Bütçesi halen soyulmak için büyük tutuluyor… Bunda Başbakan’ın suçu yok… Türkiye, bu sistemle devam ettiği sürece iktidarda hangi parti olursa olsun bu operasyonlara sebep olacak bürokrat ve işadamımız olacaktır… Çözüm ne?.. Başkanlık Sistemi… Yani; “Yönetmeyen Parti Modeli”... Yani; kasabalı politikacıların müdahale edemeyeceği yeni ihale ve kamu modelleri… Ama Ak Partili hukukçuların hazırladıkları model değil… ABD Modeli… Ya ABD Modeli başkanlık sistemine geçeceğiz.. Ya da bu model devam edecek; devlet işadamlarını zengin etmek için ballı ihalelere çıkacak; üst düzey bürokratlar ve iktidar gücünü elinde bulunduranların yakınları rüşvet, iltimas, ihaleye fesat karıştırmak gibi suçların içinde yer alacaklar… Önüne geçemezsiniz… Haaaaa… Geçenlerde bir Başbakan Başdanışmanı ve bir Bakan’ın yakınlarının karıştıkları yolsuzluğa tavır alınabilse, şüpheliler hemen soruşturmaya alınsaydı; bugünkü operasyon iktidar partisinin surlarında böylesine büyük bir “manevi gedik” açamazdı… |
Sabah web; operasyonu görüyor ama çocukları gözaltına alınan bakanların isimleri yok…
Halk Bankası genel müdüründen de “bir kamu bankası yöneticisi” olarak söz ediliyor…
Ama…
KOÇ Holding’e Maliye Bakanlığı’nın Gezi Parkı Protestocularına yardım ve yataklık(!) ettiği için olsa gerek kestiği ceza manşette…
Yahu bunun adı “Gazetecilik” değil olsa olsa “Üç Maymun Kabare Tiyatrosu”dur…
“İşime gelmeyen haberi görmedim, duymadım, bilmiyorum”…
Ya da…
“İşime gelen haberi gördüm, duydum, çok hoşuma gitti”…
AKŞAM ise haberi hiç görmemiş…
Yani tam üç maymunu oynamışlar…
“Siyaset ayarlı operasyon”muş…
Hükümet’in yarı resmi basın organı Star’ın haberi görüş şekli tam bir kara mizah…
Bakın nasıl manşet atıyor Star:
“Siyaset ayarlı operasyon”…
Sanırsınız muhalif işadamları, muhalif liderlerin çocukları ve muhaliflerin sahibi olduğu bir bankanın genel müdürü gözaltına alınıyor…
Yoooo…
Tam tersi…
Bakan çocukları…
Başbakan’a yakınlıklarıyla bilinen işadamları…
Ve Halk Bankası Genel Müdürü…
Star’ın haberi yapan editörü; “operasyonun arkasında Cemaat (Hizmet Hareketi) var” demek istiyor…
İyi ama be arkadaş…
Hani Cemaat’in (Hizmet Hareketi) Hükümet’le sürtüşmeye girme sebebi, yargıda ve emniyetteki kadrolarının tasfiye edilmiş olmasına duydukları öfkeydi…
Yani..
Hani, Cemaat (Hizmet Hareketi) kaybettiği mevziler için Hükümet’e ve Başbakan’a saldırıya geçmişti?..
Hani “dershanelerin kapatılacak olması” bahaneydi…
Hani Cemaat’i (Hizmet Hareketi) Emniyet’ten ve Yargı’dan tasfiye etmiştiniz?..
Tasfiye etmek bir şeyi bir şeylerden arındırmak, temizlemek değil mi?…
O halde şimdi kalkıp da ne hakla ve hangi yüzle; “bu operasyon Cemaat’in (Hizmet Hareketi) işi” diyorsunuz?..
İnandırıcılığınızı nasıl da yitirdiğinizin farkında değil misiniz?..
Biliyorum…
Birçoğunuz; “Ne o Yani?.. Hükümet kendi bürokratlarına kendi bürokratları ve işadamları için operasyon emri mi verdi?” diye soracaksınız…
Hayır, öyle demiyorum…
Ama “Devlet” operasyon yaptırmış olabilir…
“Devlet” kim mi?..
Daha yükseğe bakın görürsünüz…
O Devlet o kadar çok uyardı ki Başbakan ve çalışma arkadaşlarını…
Önce Gezi Protestolarına karşı takınılan despot, şiddete dayalı tavrı eleştirdi…
Ama anlamadınız, anlamak işinize gelmedi…
Ve sonunda ne oldu?..
Ben söyleyeyim…
Bir ülkede en büyük iki kamu bankasından birinin genel müdürü gözaltına alınıyorsa (MİT Müsteşarı da aynı düzeydir) eğer; aslında gözaltına alınan o ülkenin Başbakanı’dır…
Başka?..
Başka ne diyebilirim ki?..
Her şey ortada…
Günlerdir Hükümet’i ve Başbakan’ı savunduklarını zanneden kimi strateji ve zekâ özürlülerin “Hükümet doğru olanı yaptı ve Cemaat’i (Hizmet Hareketi), Yargı’dan Emniyet’ten tasfiye etti” diyenler bakalım şimdi ne yapacaklar?..
Tasfiye edilmiş Hizmet Hareketi’ni suçlayacaklar mı?..
Bir fıkrayla bitireyim…
Kümesten çaldığı tavuklarla dolu torba omzundayken ve kümesin kapısında yakalanan hırsız suçüstü mahkemesine çıkarılmış…
Hâkim hırsıza sormuş:
“Bir şey söylüyor musun?”
“Avukat tutmak istiyorum” demiş hırsız…
Hâkim gayri ihtiyari gülmüş…
“Yahu ne avukatı?.. Kümesin kapısında omzunda tavuk dolu torbayla yakalandın… Avukatın seni nasıl savunacak ki?.”
Hırsız meraklı bakışlarla vermiş yanıtını:
“Ben de onu merak ediyorum Hakim bey; beni nasıl savunacağını..”
Ben de İktidar medyasının bu durumda Cemaat’i nasıl suçlayacağını çok merak ediyorum…