Türkiye'nin 12 Eylül'de darbe anayasası ile hesaplaşmak için sandık başına gitmesine sayılı günler kaldı. Soldan sağa, darbenin tüm mağdurları değişimi heyecanla bekliyor. Onlardan biri de Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Avşar. 12 Eylül döneminde Mamak Askerî Cezaevi'nde yaşadığı işkenceleri hâlâ unutamayan Avşar, "Ne zaman o işkenceleri hatırlatan konuşmalar olsa o gece uyuyamam. Her seferinde inciniyorum. Bu yüzden anayasa değişikliğine sonuna kadar 'Evet' diyeceğim." diyor. Avşar, zaten Kürtlerin hayır deme lüksünün olmadığını düşünüyor.
Yüksel Avşar; Talabani ile tanışıklığı, Hülya Avşar ile akrabalığı ve siyasi yönü ile her daim gündemde olan biri. Ayrıca Kürt siyasetinin önemli isimlerinden. Biz de referanduma sayılı günler kala hem Barış ve Demokrasi Partisi (BTP)'nin referandum için boykot tavrını hem de Kürtlerin neden 'hayır' deme lüksünün olmadığını konuştuk Avşar'la.
Yüksel Avşar, uzaktan akraba olan Dilber ve Ahmet Cevdet Avşar çiftinin kızı olarak Ardahan'da dünyaya gelir. Sekiz çocuklu ailenin en büyük kızıdır. Hülya Avşar'ın babası Celal Avşar dayısıdır. Ailenin ilk yerleşim yeri Ardahan'a bağlı Hoçvan (Hasköy)'dır. Aynı zamanda Avşar ailesi bu bölgede etkinliğiyle bilinen Pirebadi adlı Kürt aşiretine mensuptur.
Herkesin Kürtçe konuştuğu bir ortamda büyür Avşar. Avşarlar tutucu bir aile değildir, katı etnik kuralları yoktur. Ancak babanın yanında ayak ayak üstüne atılmaz, sigara içilmez, büyüklerin yanında çocuklar kucağa alınıp sevilmez hâlâ...
Yüksel Avşar, ailesi için, 'okumuş, demokrat ve aydın' sıfatlarını sıralıyor. Ailede herkesin demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine katkısının olduğunu dile getiriyor. Avşarların siyasete merakı ise çok eski yıllara dayanıyor: "Ailemiz, Çarlık Rusya'sında Erivan'da 'Astar Şina' denilen kaymakamlık makamı var, oralarda görevde bulunmuş. Dedem nahiye müdürüydü. Babam ise eski bir Demokrat Partili."
Ailenin siyasetle irtibatı bununla sınırlı değil. Aile çeşitli siyasi partilerde, özellikle CHP'de mücadele vermiş şimdiye kadar. Yüksel Avşar'ın amcası Avukat Halil Avşar, cumhuriyet yıllarında Kars'ta CHP il teşkilatını ilk kuran isim. Yüksel Avşar, ailenin siyasete merakını şu şekilde özetliyor: "Siz baskı görünce doğal olarak baskıya karşı tepki gösteriyorsunuz. Şunu hiç unutmam, biz düzgün giyimli olduğumuz için 'Eşek Kürt, sosyete Kürt' diye bağırırlardı arkamızdan. Aşağılamak anlamında söylüyorlardı bunu. Bu da bizi siyasete itiyor. Ben istemezdim siyasete bulaşmayı; ama doğaçlama oluyor zaten."
Yüksel Avşar, üniversite yıllarında gelir büyük şehre. Başkent Ankara'da Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nü bitirir. Üniversite yıllarında sol hareketin önemli isimlerinden Kemal Burkay'ın çıkardığı Özgürlük Yolu dergisine gidip gelmeye başlar. Ayrıca, Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO)'nda geçirir zamanını. Ülkenin içinde bulunduğu durum her geçen gün onun da endişelenmesine yol açar. Ve 18 Ekim 1980'de sıra Yüksel Avşar'a gelir. 12 Eylül askerî darbesinin ardından gözaltına alınan isimlerden biridir. 45 gün boyunca işkenceye maruz kalır. Sonrasında ise Mamak Cezaevi günleri başlar. Cezaevinde ise tanıdık simalar vardır. Yaşar Okuyan, Akın Birdal, MHP'nin üst düzey kadrosu ve DEV-GENÇ üyeleriyle birlikte kalır cezaevinde: "Her sabah mazgalın önünde bir sürü marşlar veriyorlardı. Herkes yüksek sesle marş okuyordu. Yaşar Okuyan en huşu içinde okuyandı!"
Avşar, 1,5 yıla yakın kalır cezaevinde. Annesinin onu görmeye geldiği günü unutamaz: "Orada ne bulursak onu giyiyorduk. Annem altımda şalvar, ayağımda koca çoraplarla ve başımda bir tülbentle beni görünce düşüp bayıldı. Parmaklıklar ardında hiçbir şey yapamadım. O içimde büyük bir hezeyan oluşturdu."
Mahkemeye çıktığında Özgürlük Yolu sempatizanı olduğunu, yürüyüşlere katıldığını söyler. Takipsizlik kararıyla cezaevinden tahliye olur. Topluma uyum sağlaması zordur onun için. Sürekli takip edildiğini, her kapı çalışında alınıp götürüleceğini düşünür. Yüksel Avşar, o günleri bir korku tüneline benzetiyor. Cezaevi şartlarının çok ağır olduğunu, o günleri bir daha hatırlamak istemediğini vurguluyor. Referandumda 'evet' deme sebebini, 'çektiğim işkenceler' şeklinde özetliyor. 12 Eylül mağduru olarak hâlâ bu anayasayla yönetilmeyi kabul edemiyor.
Cezaevi sendromunu nispeten atlattıktan sonra da iş hayatına atılır. Osmanlı Bankası'nda başlar çalışma hayatına. DİSK'e bağlı Sosyal-İş Sendikası'nda çalışır. Bir süre sonra da Sanayi Bakanlığı'nda uzman planlamacı olarak görev yapar. O dönemki iktidar partisinin (Adalet Partisi) etkisiyle görevinden azledilir. Siyasete ilk adımını, 1994 yılında Özgürlük ve Demokrasi Partisi'nin (ÖZDEP) kurucuları arasında yer almasıyla atar. Ardından Cem Boyner'in kuruculuğunu yaptığı Yeni Demokrasi Hareketi'nde görev alır. KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi'nin daveti üzerine partiye katılır. Bir müddet sonra genel başkan yardımcılığına seçilir.
Yüksel Avşar, KADEP olarak referandumda değişiklik paketine destek vereceklerini açıklıyor. Paketin 12 Eylül'ün ruhunu tümden ortadan kaldırmayacağını belirten Avşar, bir nebze rahatlama getireceği ve bundan sonra yapılacak yeni anayasalar için de bir adım niteliği olacağı görüşünde: "12 Eylül'de milyonlarca insan olumsuz etkilendi, işkence gördü, evinden barkından oldu; ama darbeyi yapan cuntanın komutanı Kenan Evren bugüne kadar hâlâ yargılanmadı. Darbecilere yargı yolu açılması, askerin sivil mahkemede yargılanması gibi düzenlemeler Kürtler için
önemlidir.
Bizim hayır deme lüksümüz yok, CHP ve MHP ile aynı noktada olmayacağız. Referandumda 'evet' diyeceğiz."Avşar, 12 Eylül'de yüzde 55 oranında 'evet' çıkacağını öngörüyor. BDP'nin boykot kararını eleştirerek ateşkesin referanduma katkı sağlayacağı görüşünde. Ona göre ateşkes olursa bir yumuşama olacak ve yüzde 60'larda sandıktan evet çıkacak: "Zaten, Kürt sorunu hayır demekle çözülmez. Evet dersek Kürt sorununun çözümlenmesine çok büyük katkıda bulunuruz. Kimine göre 20, kimine göre 30 milyon Kürt var bu ülkede. BDP'nin oy oranı 4-5 milyon. Peki, geriye kalanlar ne diyecek? İşte onlar evet diyecek. Çünkü Kürtlerin demokrasiye fazlasıyla ihtiyacı var."
NURSEL DİLEK Sayı: 820 / Tarih : 23-08-2010 AKSİYON DERGİSİ