Ardahan’ın Göle ilçesinde önceki gün hayatını kaybeden Doğan Haber Ajansı (DHA) Göle Muhabiri Göleden Haberin editörü Erdal Durak (45) için işyerinin önünde cenaze töreni düzenlendi...
Göle'de önceki gün evinde yüksek tansiyona bağlı beyin kanaması geçirerek hayatını kaybeden DHA muhabiri, Göleden haber portali Editörü Erdal Durak, son yolculuğuna uğurlandı. 2 çocuk babası olan Durak'ın cenazesi, hastane morgundan alınarak ambulans ile işyerinin önüne getirilerek tören yapıldı. Cenaze törenine nerdeyse bütün Göle halkı katıldı.
Törenin ardından Merkez Camii'nde öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Durak'ın cenazesi, gözyaşları içinde Büyük Altunbulak köyüne götürülerek toprağa verildi.
Poyraz Rüzgar…
“Her ölüm erken ölümdür” diyordu bir şair…
Çok erken ve çok ani olmadı mı? Poyraz Rüzgar.
Bu kadar ani bu kadar ansızın bir gidiş oldu mu?
Seni tanıyan tanımayan herkesin içine bir kor bırakarak gittin.
O küçücük ilçe de belki sen herkesi tanımıyordun ama herkes seni tanıyordu.
Mahrum ve umutsuzluk içindeki bir ilçenin itiraz eden sesiydin.
Herkesi memnun etmenin olanaksız olduğu bir yerde Gazetecilik görevini üstlenmiştin…
Mahrumiyet ve mahkûmiyet bu ilçenin kaderi olamaz diyordun.
Sevdalısı olduğun ilçeye bir şeyler kazandırmak için yazdın, çizdin, haykırdın…
Bir şeyler yapmak lazım diyordun. Harekete geçmek gerek. Bu uyuyan gençliği uyandırmak gerek
Herkesin sustuğu, köşesine çekildiği zamanlarda cesurca yazdın. Kimseyi karalamadın.
İnsanın inandığı değerler uğruna neler yapabileceğini gösterdin…
Göle’nin kültürel değerleri yaşatılmalı, paneller konferanslar sinema günleri, konserler yapılmalı diyordun. Ve yaptın da… Her türlü hakarete maruz kalmayı göze alarak bir ilçe de tabuları yıkmaya talip olmuştun…
Elinde mikrofonla tanıdık seni bol keseden atıp tutanların törenlerde, festivallerde “dut yemiş bülbüle” döndüğü zamanlarda sen sahnede ve kürsülerdeydin… Yıllarca festival organizasyonu içinde yer aldın. Nerede nasıl konuşulması gerektiğini, nasıl davranılması gerektiğin biliyordun Göle’nin sesi sendin. Kapris yapan ,halkımızı küçük gören sanatçı müsveddelerine usulünce haddini bildiriyordun.
İşini iyi yapmayanların, asık suratlı devlet memurlarının, işini bilenlerin ve işgüzar siyasilerin korkulu rüyası olmuştun. Hani bir keresinde bin yılda bir gelen bir Bakana herkes iltifat ve alkış yarışındayken. Bir tek sen bu hakları gasp edilmiş ilçenin sesi olarak maruzat bildirmiş. Sorunlar anlatmış ve inceden ayar vermiştin… Bunun gibi yüzlerce örnek var aklımda…
Günden güne geriye giden bir ilçede yerel basını yeniden harekete geçirdin ve herkes kendine çeki düzen vermek zorunda kaldı.
Kurulmasına önayak olduğun siteyi markalaştırdın Göle’yi sanal aleme taşıdın…
Sen bütün bunları yaparken bir çokları beğenmedi, burun kıvırdı, menfaat peşinde olduğunu, reklam yaptığını düşündü belki… Aldırış etmedin inatla ve büyük bir heyecanla devam ettin…
Daha geçenlerde yazmıştın niçin baktın bana öyle diye…
Durup dururken vatandaşa ters ters bakanlara öyle bir ders vermiştin ki herkes haklısın demişti…
Emin ol şimdi hiç kimse kimseye o ilçede hele de görev başında ters ters bakamayacak…
Azılı bir katilin işlediği bir cinayet az kalsın Göle üzerine kalacakken Gölelilerin taşıdığı toplumsal duyarlılığı ülke gündemine taşıdın. Gölelilerin sesi, soluğu olmuştun.
Her seçim döneminde bol keseden atıp tutan zübüklere, beyzadelere, hesap sordun…
Bu ilçenin kurtuluşu ancak fakülteyle olur dedin.
Göle’yi kurtaracak proje fakülte kampanyasının mimarı oldun. Koca ülkede sadece yaşayanların ve yaşamak zorunda kalanların adını bildikleri bir ilçeye fakülte istedin bizim neyimiz eksik dedin… İstemekle kalmadın bu iş kahveden oturduğun yerden istemekle olmaz dedim inandırdığın insanlarla Göle fakülte derneğini kurdun… Birçoklarının dernekleri sadece oyun oynanan yer olarak düşündüğü yerde sen sivil toplum örgütü dersi verdin…
Kısaca sevdalısı olduğun Göle için büyük bir değerdin. Şimdi büyük bir kayıp oldun.
Aydın bir kişiliğin vardı. Mesela seninle aynı fikirde değildik. Siyasi tartışmalar yapmış ve birçok kez birbirimizden farklı düşünmüştük. Ben falanca haberi neden yazmadın diye sorarken sen başkalarının sana yaptığını bana yapmamıştın. Seni acımasızca eleştirdiğim bir yazıyı sitende yayınlamıştın. Demokrattın çünkü gençlerin fikirlerine değer veriyordun…
Kendi ölüm haberini kendi sitende görünce inan çok duygulandım sanki sen yazmıştın kısa öz net…
Güle güle, Erdal abi güle güle poyraz rüzgar Allah geride kalan gözü yaşlı ailene sabır versin.
Onlar seni biz habercimizi sesimizi kaybettik… Göle çok önemli bir evladını kaybetti…
Günün birinde bu fakir ilçeye bir umut ışığı doğarsa ve o çok istediğin fakülte eğer gelirse senin bütün bu gayretlerinin bir karşılığı olmalı ve en azından adın yaşatılmalı diye düşünüyorum.
Ve o fakülte geldiğinde esnafın ve herkesin yüzü güldüğünde Göle’de değişim kendini hissettirdiğinde verdiğin mücadele daha iyi anlaşılacak…
Hayat ne garip değil mi? Poyraz rüzgar…
Yeni yeni yazmaya, çizmeye başlayan bizlere birileri çoluk çocuk gözüyle bakarken sen yüreklendirdin bizi, yazın dedin, ben arkanızdayım daha çok ve daha sık yazın dedin yazmaya başladık.
Gün geldi seni yazdık… Ruhun şad mekanın cennet olsun hepimizin başı sağolsun.
Mehmet Emin AZAT