‘Kumpas’ yazısıyla başladı, ‘iade-i muhakeme’ açıklamalarıyla sürdü. Başbakan’dan olumlu mesajı alan Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Silivri’ye koştu. Bir kahraman gibi.
Olağanüstü dönemlerin hukukçusu Sabih Kanadoğlu da sahneye çıktı. Meydan, Feyzioğlu ve Kanadoğlu’nun... Hedef Balyozcuları, Ergenekoncuları dışarı çıkarmak. ‘Siyasî irade’ tamam ama yeterli değil. Bu arada AK Parti de tek vücut değil. Karşı çıkanlar, itiraz edenler var. Ergenekon kitaplarına imza atan Şamil Tayyar, “Herkes aklını başına almalı.” uyarısında bulundu.
İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün “Bu örtülü aftır, darbe suçları cezasız kalabilir…” dedi. İtiraz eden sadece iki kişi mi? Değil elbette. Yarın iş ciddileşince huzursuzluğun daha da artacağını tahmin etmek zor değil. Düne kadar Balyoz ve Ergenekon’a AK Parti’nin bakışı malum. Söylenen sözler kaybolmadı. Açıklamaların mürekkebi kurumadı.
Bu keskin virajı savrulmadan, arabayı devirmeden almak kolay değil. Müjdeyi götürdüğü Feyzioğlu’na Silivri’dekiler umutlu konuşmadı. “Yargıtay Başsavcısı harekete geçsin” formülüne soğuk bakarken “Bizi cellâdımızın insafına terk etmeyin.” dediler. Cellât kim? Yargı mensupları. Talepleri bir af mı? Feyzioğlu ve Kanadoğlu, altın formülü bulmak için yoğun çaba içinde. Adalet Bakanlığı ile birlikte...
Ergenekon ve Balyoz çıkışı 17 Aralık operasyonundan bunalan AK Parti’nin ‘gündem değiştirme manevrası’ olabilir mi? Gündem belirlemede çok mahirdi. Ama 17 Aralık’la birlikte çok zorlandı. Ön alamadı. Sürekli savunmada kaldı. Gündemin peşine takıldı.
Yeniden yargılama öyle bir konu ki ağzınızdan çıktığında geri dönüşü olmaz, öyle ya da böyle mutlaka bir neticeye ulaşır. İçine düştüğü halden çıkış için ‘Stratejik bir hamle’ diye yorumlayanlar çok. Arka planda ne olursa olsun gelinen noktanın bir bedelinin olacağı muhakkak. Vicdanların ve tarihin hükmü dışarıdan müdahalelerle değiştirilemez.
Garabet bir tane de değil. İçeride tek tutuklu milletvekili kaldı. O da Balyoz’dan mahkûm Engin Alan. Kararı kesinleştiği için çıkamadı. Ergenekon ve KCK’dan tutuklu milletvekilleri Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda serbest bırakıldı. Siyasî irade çözüm için masaya oturdu. MHP dışındaki partiler anlaştı. Hem de tek oturumda. Sorun ‘anayasa değişikliği’ ile çözülecek.
Tutuklu milletvekili iki buçuk yılın konusu. Meclis’in açıldığı gün yemin törenine yansıdı. AK Parti ile CHP’nin gerek anayasa çalışmasını, gerekse diğer konulardaki işbirliğini etkiledi. AK Parti, tutuklu milletvekilleriyle ilgili düzenlemeye şiddetle karşı çıktı. AK Parti, bu konu üzerinden siyaset yaptı. Bir yasal düzenleme yapılması durumunda yarın Murat Karayılan gibi isimlerin Meclis’e geleceğini ileri sürdüler.
Bugün üç parti tek oturumda uzlaşma sağladı. Seçimden önce Meclis’in gündemine gelecek. Eğer AK Parti ‘tutuklu milletvekili’ konusuna daha önce ‘evet’ deseydi yeni anayasanın akıbeti böyle olmazdı. İktidar-anamuhalefet ilişkileri gergin seyretmezdi.
Dün ile bugün arasında ne değişti? 17 Aralık operasyonu mu? Her şeye rağmen stratejik aklın ve 2002’den 2014’e siyasete yön veren AK Parti ruhunun korunması gerekmiyor mu? Olağanüstü dönemlerde ya da sıcak ortamlarda tepkiyle veya öfkeyle atılan adımların hiçbiri arzu edilen sonuçları doğurmadı. Ergenekon’dan böyle çıkılmaz.
ÇILDIR
08 Ocak 2014 - 11:11
Ergenekon’dan çıkış
Ortada birçok garabet var. İzahı zor, anlaması güç. Böylesi bugüne kadar yaşanmadı. Yakında yok ama uzak tarihte örneği var mı bilmiyorum?
ÇILDIR
08 Ocak 2014 - 11:11