Dedeşen’deki tarihi cami kaderine terk edildi

Ardahan’ın Göle ilçesine bağlı Köprülü beldesi sınırları içinde bulunan Dedeşen (Köyü) Mahallesindeki tarihi cami yetkililerin ilgisizliği nedeniyle çürümeye başladı.

Dedeşen Mahallesi sakinleri tarihi caminin kaderine terk edildiğini belirterek, 2020 yılında Erzurum Vakıflar Bölge Müdürlüğünce tadilata alınıp inanç turizmine kazandırılacağı söylenen caminin yıllardır harap bir şekilde bekletildiğinden dert yanmaya başladılar.

Tarihi caminin içerisinden video kaydı çekerek Ardahan Haber Merkezimize ulaştıran bir mahalle sakini yetkililere seslendi. Cami içerisindeki ahşap döşemelerin çürüdüğünü ve içeri girmenin imkânsız olduğunu söyleyen vatandaş, yetkilileri tarihi mirasa sahip çıkmaya çağırdı.

DEDEŞEN CAMİ TARİHÇESİ

Göle ilçesine 20 kilometre mesafedeki Dedeşen Köyü’nde bulunan tarihi caminin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte, mimari özeliklerinden dolayı caminin XV-XVI. Yüzyıl eseri olduğu sanılmaktadır. Osmanlı döneminde Dedeşen Köyü’nde cami, türbe ve çeşme gibi yapıların bulunduğu göz önüne alınacak olunursa XVI.yüzyıl Osmanlı eseri olduğu tahmin edilmektedir. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’in ordusunun bir kolunun 1514 yılında Çaldıran Seferinden dönerken burada konakladığı söylenmektedir.

Yöre halkı arasındaki yaygın bir söylentiye göre Yavuz Sultan Selim’in ordu komutanı kendilerine ikramda bulunan Şeyh Ahmed’ ten memnun kalmış ve beğenisini “Dede Şen Olasın” diyerek ifade etmiştir. Bu olaydan sonra köyün adı Dedeşen olarak tanınmıştır.

Dedeşen Köyü’nde Osmanlı döneminde cami ile birlikte türbe, çeşme, hamam ve medrese yapılmıştı. Bunlardan cami, türbe, hamam ve çeşme günümüze ulaşabilmiş, medreseye ait hiçbir kalıntı bulunmamaktadır.

Cami tek kubbeli Osmanlı üslubunda yapılmıştır. Kare kaideli kesme taştan caminin önünde bir de son cemaat yeri olduğu, konsol, sütun kaidesi ve sütun gövdesi gibi kalıntılardan anlaşılmaktadır. Batıdan içerisine girilen caminin üzeri pandantiflere dayanan bir kubbe ile örtülüdür. İç mekandaki mihrap ve minberin sanat tarihi yönünden bir özelliği yoktur. İç mekânın kuzeybatı köşesinde orijinal minareye ait merdiven bulunmaktadır. Bu merdivenden bugün kadınlar mahfiline çıkış sağlanmaktadır. Batıdaki girişin soluna 1993 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından silindirik gövdeli ve tek şerefeli bir minare eklenmiştir.