18 Mayıs 2016 tarihli gazetenizin, web sitenizin ve sosyal paylaşım ağlarında yayımlamış olduğunuz “Yılmaz’dan Ahıskalılara: Kırım unu mu bitti?” başlığı altındaki asılsız, itham ve geçmişimize hakaret dolu haberiniz ve habere konu olan Selahattin Yılmaz’ı Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) Yönetimi olarak esefle kınıyoruz.
Öncelikle bu yazıdaki geçmişimize haksız bir hakaretle yalan ve yanlış dedikodu temelindeki haberinizi gazetecilik etiği ilkelerine sığdıramadığımızı ifade etmek istiyoruz.
Ayrıca size demeç veren Selahattin Yılmaz adlı kişinin kendisine gündem oluşturmak ve sorunlarını dile getirebilmek için hiç alakası olmayan hakaret içeren yalan yanlış temele dayalı bir konu ile başlıyor, ardından başkanlığını yaptığı kooperatifin ve üyelerinin sorunlarını dile getiriyor. Öncelikle iki ayrı konuyu bir haberde işlemeniz ya acemi bir gazetecilik örneğidir veya başka amaçlara hizmet etmektir diye düşünmekteyiz.
Yakın tarihi gerçekleri katledercesine konuyu çarpıtmanızı anlamış değilim. Her ne kadar Selahattin Yılmaz söylemiş olsa da yerel bir gazetenin yönetimi olarak yöremizin tarihini bilmemek cehaletin ta kendisi olsa gerek.
Halbuki 1829 tarihinden itibaren 1921 tarihine kadar Ahıska ve Ardahan aynı kaderi yaşamıştır. Kurtuluş savaşına gelene kadar Ahıska’da Ruslara karşı verilen kahramanca vatan savunmasını bilmemezlik ise ayrı bir cahilliktir.
1829 Edirne antlaşması ile Ruslara terkedilen Ardahan’ın da içinde olduğu bölgeyi göğüslerini siper ederek savunan Ahıskalılara hain diyerek hakaret etmek geçmişini bilmemek demektir. Bu direniş Ruslara karşı sadece birkaç yıl değil tam 49 yıl sürmüştür. 1877 – 1917 yılları arasında tamı tamına 40 yıl Ahıska ne zulmü çekti ise Kars Ardahan’da Ruslardan aynı zulmü görmüştür. Eğer birileri vatan hainliği ile itham edilecekse, vatanını terk etmeden ata dede yurdunu bekleyen Ahıskalılar değil, 16 Mart 1921 tarihinde Moskova’da masa başında Ahıska’yı Ruslara bırakanların itham edilmesi gerekir.
Konunun tarafımıza intikalinden sonra telefon ile görüştüğümüz Ardahan Küçük Sanayi Sitesi Kooperatif Başkanı Selahattin Yılmaz’a tarihi gerçekleri anlattığımızda yanlış yaptığını ifade ederek, köyünde Cemal amca adlı kişiden duyduklarını size söylediğini ifade etmiştir. Şimdi size soruyorum; Ata dede yurdunu bırakarak Ahıska’dan kaçıp Ardahan’a gelen Selahattin Yılmaz’ın yalan yanlış dedikodulardan ibaret sözleri dinlediği Cemal amcamı vatanseverdir? Yoksa canları pahasına yurdunu savunan, ata dede topraklarını terk etmeden kahramanca vatanında yaşamak isteyen biz Ahıskalıların ecdadı mı vatan hainidir?
Küçük Sanayi Sitesi Kooperatif Başkanı Selahattin Yılmaz’ın Ardahan’daki küçük esnafın sorunlarını dile getirmenin yolu 72 yıldır sürgünlerde yaşayan bir millete dil uzatmaktan mı geçiyor? Kendi çıkarları için mazlum bir halkı asılsız ithamlar ederek kullanmaktan kaçınmayan bir düşünceye sayfalarınızda yer vermenizi anlamış değiliz.
Sayın Yılmaz’ın tarihi gerçeği öğrendikten sonra hakaret dolu demecini düzelterek mazlum halkımızdan özür dilemesini bekliyoruz. Ayrıca konunun takipçisi olacağımızı özellikle belirtmek istiyorum.
Tarihi gerçekleri saptırmadan günümüzde 10 ayrı ülkede sürgün hayat yaşayan altı yüz bine yakın Ahıskalı Türkün de onurunu gözeterek yayın yapmanız tek temennimizdir.
Cevap hakkımızı değerlendireceğiniz düşüncesi ile selam ve saygılarımızla.
Burhan ÖZKOŞAR
DATÜB Avrupa Temsilcisi