Masanın bir tarafında CHP'nin "Evet" demek için ileri sürdüğü "ön şartlar" var.
Diğer tarafında MHP'nin çekişmeli bir genel kurula gidiyor olması gerçeği. CHP ile masaya oturulup pazarlık yapılması bir sıkıntı, MHP ile "yola devam" kararı verilmesi bir başka sıkıntı.
AK Parti, Meclis Başkanı hariç 325 milletvekiline sahip. MHP'nin de tutuklu milletvekili Engin Alan düşülürse 50 milletvekili bulunuyor. İkisinin toplamı eder 375. Bu sayı referandumsuz anayasa değişikliği için yeterli.
Yeterli, ama kağıt üzerinde. Çünkü, anayasa değişikliği için yapılan son oylamada fireler ortaya çıktı. Sayı 360'a kadar düştü.
Demek ki...
Kural olarak yeniden aynı sıkıntı ile karşılaşılması ihtimal dahilinde. AK Parti ya da MHP'de ortaya çıkabilecek 9 fire, sayının 367'nin altına düşmesi için yeterli.
AK Parti, kendi grubunu sağlam tutabilir.
Hac'ca gidecek milletvekillerine "Hayır" diyebilir. Yurt içi ve varsa yurt dışındaki bütün milletvekillerini Ankara'da toplayabilir. Firesiz bir sonuç çıkarabilir.
Peki, MHP aynı operasyonu yapabilir mi?
İşte bu tartışmalı! Bu konuda çok değişik iddialar var. Genel Merkez, MHP Grubu'nun bir ve bütün olduğunu söylüyor.
Parti içindeki muhalifler ise farklı konuşuyor.
Muhalif kanat, 20'nin üstünde milletvekili ile temasın devam ettiği, bunların büyük bölümünün kendileri ile birlikte hareket edeceği iddiasında.
Acaba hangisi doğru?
İşte bunu test etmenin imkânı yok. Öyle de olabilir böyle de!
Sonuçta, çok ciddi tedbirler alınsa da, milletvekilleri sıkı bir markaj altında tutulsa da, ortada risk var.
İçinde CHP'nin olmadığı bir çözüm, yeniden sıkıntılı bir sonuç ortaya çıkarabilir.
Yeniden referanduma gitme tehlikesi ile karşı karşıya kalınabilir. Çünkü, artık Cumhurbaşkanı'nın düzenlemeyi Meclis'e geri göndermesi söz konusu olamaz.
CHP'nin en çok arzuladığı sonuç bu!
CHP, böyle bir durumda AK Parti ve MHP'ye karşı tek başına "hayır" kampanyası yürütmek istiyor:
- Kışın seçim yapılmaz dediler, karın buzun arasında aralık ayında referandum için vatandaşı sandığa gitmek zorunda bıraktılar.
* * *
AK Parti, dün değişikliğe destek almak için CHP'nin kapısını çaldı. CHP de durumu değerlendirip resmi görüşünü ileteceğini bildirdi. Ancak, CHP'nin ne diyeceği belli.
İktidara "şartlı" bir "olur" cevabı verilecek:
1) Tutuklu milletvekilleri serbest bırakılsın.
2) Belediyelerle ilgili yasal düzenleme gözden geçirilsin.
3) Bu konularda adım atarsanız, biz de size destek verelim. İktidarın "sıkıştığını" düşünen CHP, yazı da gelse, tura da gelse "kazanmayı" planlıyor. Vereceği bu cevapla işi yokuşa sürmeyi hedefliyor.
CHP'nin AK Parti'ye vereceği cevap şu anlama geliyor:
CHP, "Benim desteğimi bekliyorsan, sen de benim istediğim adımları at.
Yoksa git, istediğin düzenlemeyi MHP ile yap" diyor.
Amacı, AK Parti'yi iyice sıkıntıya sokmak!
* * *
CHP'nin asıl istediği, AK Parti'nin, MHP ile yola devam etmesi. Ardından da bu birlikteliğin yine sonuç vermemesi.
Türkiye'nin referanduma gitmek zorunda kalması.
O durumda CHP, tek başına muhalefet yapacak. AK Parti ve MHP'yi karşısına alıp yaylım ateşi açacak...
CHP, böyle bir kampanya sırasında koltuğunu kaybedeceği kesin olan AK Partili ve MHP'li pek çok belediye başkanını da yanına almayı düşünüyor.
En azından bu belediye başkanlarının "evet" kampanyasına katılmayacaklarını hesaplıyor.
Sonunda da ortaya çıkacak "hayır" oylarını sahiplenmeyi hedefliyor:
- İşte gördünüz, CHP oy oranını artırdı!