Bundan önce yayınladığınız albümünüz 'Off' için "En iyi albümüm." diyordunuz. Veger için ne diyorsunuz?
Off'la Veger arasında bir fark var. Veger benim 14, 15, 16'lı yaşlarıma, gençliğime bir dönüş. Küçükken TRT Diyarbakır Radyosu'nu dinlerdim. Türkçe bilmiyorduk ama radyo dinliyorduk. Ailem de o radyoyu dinlerdi. Veger, o günlere dönüş. Şu anda 55 yaşındayım. 40 yıl öncesine döndüm.
"Bu albüm, Batı Kürdistan'daki Kürtler için Kürtçe müziğin popüler olduğu zamanlara da dönüş. Teyple kayıtların yapıldığı zamanlara dönüş." diyorsunuz. Öyle bir sanatçı olmakla, albümleri müzik marketlerde yer alan bir sanatçı olmak arasında nasıl bir fark var?
Çok fark var tabii. O zamanki dönem daha güzeldi. Suriye sınırına yakın evimizin bodrumunda bir kayıt cihazımız vardı. Şarkılarımı orada kaydederdim. Herkes kendi prodüktörü oluyordu o zaman. Büyük stüdyolar, iyi müzisyenler yoktu. Ama kendimizi iyi hissederdik. Her şey değişti. İnsanlar değişti. Ama çocukluğumu özlüyorum. Hatıralarım benim için çok önemli. Bu albüm de öyle...
Artık Türkiye'ye daha sık geliyorsunuz...
Ailemin önemli bölümü İstanbul, Diyarbakır, Batman'daydı. Annem bu topraklarda doğdu. Ben de buranın parçasıyım.
Sürekli bir dönüş olacak mı?
Tabii ki isterim. Ama bu ülkede ciddi bir problem var.
Bu probleme rağmen dönseniz neler değişir?
Çalışma yapamam. Konser yapamıyorsun, turneye çıkamıyorsun, daha çok siyasete endeksli bir pozisyon olduğu için hava güzel değil.
Hava bozdu mu?
2003'te Batman konseri döneminde atmosfer çok iyiydi. Herkes çok güzel konuşuyordu. Gittikçe kötüleşti.
Neden kötüleşti sizce?
Ben politikacı değilim. Bu soruları Recep Tayyip Erdoğan, Osman Baydemir gibi isimlere sormak gerekiyor. (Gülüyor) Onlar kesin biliyorlardır. Kürtçe müzik yapmak da siyasete endeksli bir şeye dönüşüyor. Kürtçe müzik yapıyorsanız, röportajlarda da o ağırlıkta sorular geliyor. Basın için normal ama sanatçıların ağrına gidiyor.
'Derya' albümüyle birlikte şarkılarınızın politik bir çizgiden uzaklaştığına katılır mısınız?
Bu yanlış olur. Ben hiçbir zaman politik şarkılar söylemedim. İnsanların problemlerini işledim. Bu ikisi arasında fark var. Ben siyasi bir sanatçı da değilim. Bu ülkede büyük bir sorun var, ben de buna duyarlı oldum, her zaman. Aşk da oldu albümlerimde. 14. ve 15. CD'lerimde Kürt sorunu daha ağırlıklıdır.
Şivan Perver ile görüşür müsünüz?
Her ikimiz de kendi müziğimizi yapıyoruz. İkimiz de popüler Kürt sanatçılarız. Bundan dolayı birbirimize saygı duyuyoruz. Bu cumartesi Berlin'de beraber konserimiz var. Türkiye'yi hep konuşuruz Şivan'la.
Ahmet Kaya'nın Türkiye'den ayrıldığı günlerde buluşur muydunuz?
Evet, üç defa buluştuk, Almanya'da. Türkiye'deki politik ortamı da konuştuk, gündelik hayatı da konuştuk Ahmet'le. Son olarak Köln'de görüştük. Bir konseri vardı. Ben de Köln'deydim. Beni davet etti. Durî albümümdeki ilk şarkıyı birlikte söyledik. Ahmet Kaya, bu ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldı. Bu, Türkiye için büyük bir ayıptı. Ahmet çok büyük bir müzisyendi.
Ailem iki defa sürgün edildi
Ailece Türkiye'den neden ve ne zaman ayrıldınız?
Ankara'daki devlet arşivlerine girseniz, sorunun cevabı orada da var (Gülüyor). Ailem, Şeyh Sait İsyanı'ndan sonra birçok aile gibi hükümet fermanıyla Türkiye'yi terk etti. Suriye'ye sürgüne zorlandı. Babam sınıra yakın bir yere göç ediyor. O sırada Suriye'de Fransız yönetimi var. Dedem, Midyat'a geri dönmek istiyor,sonra. Ama Türkiye, "Buraya gelemezsin Haco, yasak." diyor. Birçok aile, 12-13 yıl sonra genel afla geriye döndü. Annemin ailesi Siirt'e döndü, genel afla. 1940'larda... Annem ve babam ise aftan yararlanamadı. Dedem geri dönmeyi çok zorladı. Ama "Asla dönemezsiniz." denildi. Onlar da Türkiye-Suriye sınırında yaşadılar.
Türkiye'ye bu kadar yakın olup da uzak kalmak nasıl bir duyguydu?
Ben çocuktum. Ama annem, babam ve amcam hep geri dönmeyi konuşuyordu. Kötü bir duygu tabii.
Müzikal olarak nasıl besleniyordunuz, o dönemde?
Geleneksel Kürtçe müzik ve Diyarbakır Radyosu'ndaki Türkçe şarkılardan beslendik.
Kendinizi de bir sürgün olarak görüyor musunuz?
Ailem iki defa sürgün edildi. Birinci sürgün, buradan Suriye'ye sürgün edilmemiz. İkinci sürgünde, bütün toprağımıza Suriye devleti el koydu. Bütün aile İsveç'e, İskandinavya'ya ve Almanya'ya dağıldı. Bu çok trajik ve acı bir olaydı.
Kendinizi bir haymatlos yani vatansız olarak görüyor musunuz?