Hadi buna ben bir soru daha ekleyeyim.
Başbakan'ın çalışma ofisine dinleme cihazı yerleştirenler, dışarıdaki bir istihbarat örgütüne, "servis sağlayıcı" olarak mı hizmet veriyor, yoksa iç ve dış birlikte mi hareket ediyorlar?
Aralık ayında Başbakan Erdoğan'ın dinlenildiği tespit ediliyor.
22 Aralık 2011.
28 Aralık 2011 tarihli MGK'da ise PKK ile mücadele konusunda kritik kararlar alınıyor, yetkilendirmeler yapılıyor.
28 Aralık günü Uludere vuruluyor.
Bu zincire bir halka daha eklemek gerekiyor.
O da 7 Şubat 2012…
MİT Müsteşarı Hakan Fidan başta olmak üzere MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılması.
Bunların hepsi bir sürecin parçası.
Burada hemen elimize bir damga alıp şunun ya da bunun üzerine vurmayı doğru bulmuyorum.
Çünkü o tür yaklaşım tarzı da bir tuzak.
Israrla yönlendirilmek istendiğimiz hedef de bu planın bir parçası olabilir. Arkadaki asıl yapılanmanın ortaya çıkmasını önlemek isteyenlerin tuzağına düşebiliriz.
Başbakan'ın dinlenmesi olayı hiç küçümsenecek, üstü örtülecek bir olay değil. Tam anlamıyla bir "Türk Watergate" ile karşı karşıyayız.
Çünkü Başbakan Erdoğan'ın çalışma ofisinde çıkan böcek, son teknoloji ürünü ve ancak, "teknik istihbarat" eğitimi alan kişiler tarafından yerleştirilebilecek nitelikte bir operasyon.
Olay, mahrem dairede yapılan bazı konuşmaların, alınan stratejik kararların, bazı, "kozmik şahsiyet"lerin konuşmalarında geçtiğinin tespit edilmesi üzerine ortaya çıkıyor.
Yani rutin bir böcek taraması sırasında değil, bazı bilgilerin sızdığının tespit edilmesi üzerine harekete geçiliyor.
Önce Başbakan Erdoğan'ın Başbakanlık Merkez Bina'daki makam odası aranıyor.
Başbakan, çalışma ofisinde dinleme cihazı bulunduğunu açıkladı ama Başbakanlık Merkez Bina'da da tespit edildi şeklinde bir duyuma sahibim. Ancak bunu sadece paylaşıyorum ve şu anda elimdeki bilgilerle, Başbakan'ın Merkez Bina'daki makamında da böcek çıktı diyemiyorum.
Başbakan'ın dinlenilebilmesi ve hem de bu dinleme cihazlarının özel eğitimli birisi tarafından yerleştirilmesi çok önemli bir gelişme. Ama ilk olay değil.
AK Parti kurulduğunda, attıkları her adım takip ediliyordu. AK Parti Genel Merkezi'nin yazılım sisteminden MİT'e bir link çekildiği tespit edilmişti.
Ayrıca Ergenekon davasıyla birleştirilen Ankara Merkezli Vatanseverler Güç Birliği çetesi üyelerinin de Başbakan'ı dinlediği tespit edilmişti.
Uluslararası silah ticareti yapan ve NATO ihalelerini takip eden işadamı Halit Bozdağ ile savunma ihalelerini takip eden Zeki Balaban'ın mahkeme dosyasında yer alan konuşmaları şöyleydi:
Halit: Dinlemeyi de bırakın artık tamam.
Zeki: Tamam oldu
Halit: Yatak odasına kadar dinlemişsiniz adamı (Başbakan'ı kastediyor) Bu nasıl iş ya?
Zeki: Kim dinlemiş ya
Halit: Yav neyse seninkiler
Zeki: O zaman senin yanındakiler koymuş olur, bizden kimse girmedi
Halit: Koymamış koymamış, kartlardan dinleme var. Tamam
Zeki: Kartlardan dinleme o şekilde değil
Halit: 506'dan dinleme var, o son verdiğinden, kimse onlar, o Yaşar kaşar da arayıp duruyor başka telefondan. Onun da bir kulağını çekin bakalım. Dikkat edin, tamam.
Bunu, "İçimizdeki Gladio ile yüzleşme" isimli kitapta da paylaştım.
Ayrıca, Türkiye bu konularda sicili temiz bir ülke değil.
Eski Bakanlardan Hasan Celal Güzel, "Özal'ın odasını, bakanların odalarını, kendi odamı sürekli tarama yaptırırdım. Zaman zaman böceklere ulaştığımız olurdu" dedi.
Özal'ın dinlemeye karşı aldığı önlemi de yine Hasan Celal Güzel anlatmıştı: "Turgut Bey, dinlenmesin diye bazen beni Başbakanlık bahçesine çıkarır, dudakları okunmasın diye ağzını eliyle maskeler ve birtakım şeyleri öyle söylerdi."
MİT'te karşı devletlere çalışan ajanlar ortaya çıkarıldı. Sabahattin Savaşman, Turan Çağlar olayları gibi.
Doğu Perinçek'in lideri olduğu Aydınlık grubu ulusalcı geçinmelerine rağmen, başka devletler lehine casusluk yapan bu iki kişiyi savunmaya devam ederler. Çünkü her ikisi aynı zamanda Aydınlık'ın haber kaynağıydı.
Ulusalcı Perinçek'in eli meğer kimin cebindeymiş…
Nasıl unuturum.
Aynı Aydınlık grubu değil miydi Başbakan Erdoğan'ın yasadışı dinlemelerini yayınlayan.
Başbakan'ı dinleyen yapılanma ise henüz ortaya çıkarılamadı. Ama çember daralıyor.