Başbakan Erdoğan, CHP'de Deniz Baykal'ın gidip Kemal Kılıçdaroğlu'nun geldiği genel başkanlık değişikliği sürecine sert eleştiriler yöneltti. Erdoğan AK Parti grubunda Kılıçdaroğlu'nun adını anmadan şunları söyledi:
TENEKE TENEKEDİR:
CHP'de önemli olan koltuğun değişmesi değil, zihniyetin değişmesidir. Kurultayda bu zihniyetin bir katre dahi değişmediği ortaya çıktı. CHP'de olan, statükoculuğun popülizme kaymasından başka bir şey değil. Tenekeyi istediğiniz kadar altın sarısına boyayın, teneke tenekedir. CHP zihniyeti değişmez, değişirse geriye CHP kalmaz.
VTR'SİNDE ERGENEKON:
(Kurultayda Ergenekon sanıklarının tutuklanma görüntülerinin izletilmesi) Ana muhalefet partisinin değişim sloganıyla girdiği kurultay, ülkenin temel meselelerini teğet geçen çetelere daha çok sahip çıkan neticeyle sona erdi. VTR'sinde (haber bandı) Ergenekon olayı olan bir partiden bu ülkeye ne gelir, soruyorum?
VAAT ELEŞTİRİSİ:
Orada sarf edilen bol keseden vaatlere de vakit ayıracak değilim. Bu tür cek-caklı vaatlerin bir adım sonrası Kayseri'ye, Çorum, Yozgat, Mardin'e deniz getirme vaadi gibidir.
HANİ ADAY OLMUYORDUN?:
15 gün önce yürüyenler, ağlayanlar var mıydı? 'Aday olmayacağım' dediğin halde nasıl aday oldun? Etrafını hemen sarıp sarmaladılar. Timsahın gözyaşları. Yeni bir senaryo hazırlandı.
CANDAŞ-YOLDAŞ MEDYA:
Malum medya dünyasındaki çevreler; AK Parti'ye destek veren bir medya grubu varsa, damgayı şöyle vuruyordu: Yandaş medya... Ama şimdi iki medya türedi; biri candaş medya, diğeri de yoldaş medya. Candaş ve yoldaş medya bu süre içinde yoğun mesai sarf etti. 24 saat mesai sarf ettiler, halen de devam ediyorlar. Medya egemenliği milletin egemenliği karşısında her zaman avucunu yalayacaktır.
SANDALYEDE ALKIŞ TUTTULAR:
Malum medyayla beraber yürümedik ve biz onlara rağmen Türkiye'de iktidar olduk. Bu yapılanlar arasında, köşe yazarlarının pabuçlarını çıkarmak suretiyle sandalyelerin üzerine çıkarak nasıl alkış tuttuklarını gördük. Köşelerinden alkış tuttuklarını ve patronlarının "Ne yapıyorsun? Bizi zora sokuyorsun" demesiyle oradan ayrıldıklarını da gördük.
MANŞETLE GİDERLER:
Manşetle gelen manşetle gider. Sabah rüzgârıyla gelen akşam rüzgârıyla gider. Sözüme inanmıyorlarsa, bir önceki genel başkanın nasıl manşetlerle alaşağı edildiğini görsünler ve ibret alsınlar. Yakın siyasi tarihimizde 'yeni başbakanı tanıyalım' manşetiyle sürülenleri, tutmayınca yine manşetlerle pazardan geri çekilenleri hatırlasınlar. Yelkenleri manşetlerle şişirilenler, açık denizde alabora olur..
DAVAMIN İZZETİ VAR:
"Türkiye'nin kurucu partisiyiz" diyen bu partinin yönetimi, kongrelerine iktidar partisini davet etmedi. Arkadaşlarım 'Siz aramayacak mısınız?' diye zordular. 'Hayır ben aramam' dedim. Benim hareketimin, davamın bir izzeti vardır. Biz davet edilen eve gideriz.
BEKİ DÜN YAZDI: EKŞİ VE TÜRENÇ
Erdoğan'ın "Sandalyelerin üzerine çıkıp alkış tutan köşe yazarları" vurgusu, eski Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki'nin dünkü Radikal'de yayınlanan köşe yazısını hatırlattı. Beki, "Kemal Kılıçdaroğlu salona girerken, gazeteci tribününü kim dalgalandırdı? Basın Konseyi'nin muhterem başkanı Oktay Ekşi, koltuğa çıkarak kendinden geçmiş bir şekilde alkışladı mı, alkışlamadı mı? Hemen yanında Hürriyet'ten Tufan Türenç çılgınlar gibi el çırptı mı, çırpmadı mı?" diye yazdı.
ERDOĞAN'DAN 'RECEP BEY' YANITI: BİZ HAKARA MAKARA YAPMIYORUZ
Erdoğan Brezilya'ya giderken uçakta gazetecilerin "Kılıçdaroğlu'nun 'Recep Bey' söylemini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna "Sen Başbakan'ın söylemlerine bak. Başbakan'ın birilerine cevap yetiştirmeye gayreti yok. Savunmada değilim, şu anda işime bakıyorum. Biz hakara makara yapmıyoruz iş yapıyoruz" yanıtı verdi. Erdoğan, "Recep Bey" sözünün rahatsız edip etmediği sorusuna "Bu soruyu geçiniz, bu tür spekülasyonların içerisine Tayyip Erdoğan'ı çekemezsiniz" dedi.
'KADER' SÖZÜ İHMALİ KÜÇÜLTMEK DEĞİLDİ
Konuşmasında, Zonguldak'taki maden kazasına ilişkin açıklamasına yöneltilen eleştirileri de yanıtlayan Erdoğan şunları söyledi: "1990'da Amasya Merzifon'da 68 işçimizi kaybettik. 1992'de Zonguldak TTK Kozlu işletmesinde tam 263 işçimizi kaybettik. Taşeron yapmıyordu o işleri. İktidarda hangi partiler vardı? DYP-SHP hükümeti. Yani bugünün CHP'si o gün iktidardaydı. Bazı gerçeklerin bilinmesi için söylüyorum. Kimse acılar üzerinden oy avcılığına çıkmasın. Bu tür kazaların madenciliğin kaderinde olduğuna dair sözlerim, işin tabiatı gereği bu tür sıkıntıların yaşanabildiğine dairdir. İhmal, yanlış varsa bunu örtmeye, küçümsemeye yönelik değildir."
ERDOĞAN'I ÇOCUKLAR KARŞILADI
Grup toplantısına gelirken Meclis Şeref Kapısı önünde, ziyaretçi öğrencilerin ablukasında kalan Başbakan Erdoğan, bir süre çocuklarla konuştu. Erdoğan daha sonra sürekli bagajında bulundurduğu çocuk kitaplarından dağıttı.