İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından incelendikten sonra İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen Balyoz Harekât Planı'na ilişkin iddianame kabul edildi. Böylece Cumhuriyet tarihinde ilk defa aralarında iki eski kuvvet komutanı ve ordu komutanı ile 29 muvazzaf generalin de bulunduğu 196 subay, "darbeye teşebbüs" suçlamasıyla sivil mahkemede hâkim karşısına çıkacak.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ergül, Süleyman Pehlivan, Ali Haydar ve Murat Yönder tarafından hazırlanan 968 sayfalık iddianame ile 183 klasörden oluşan ekleri üzerindeki incelemesini tamamladı. Mahkeme, iddianamenin kabulüne karar verdi. İddianamedeki 196 şüpheli arasında birinci sırada, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, ikinci sırada eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, üçüncü sırada eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ve dördüncü sırada eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun yer alıyor.
Korgeneral, koramiral...
İddianamede en dikkat çeken nokta ise muvazzaf general sayısı. İddianamede, üç korgeneral, altı tümgeneral, dokuz tuğgeneral, iki koramiral, bir tümamiral ve sekiz de tuğamiral olmak üzere toplam 29 muvazzaf general şüpheli olarak yer aldı. Şüpheli generaller arasında Adana, Elazığ, Kayseri, Tokat ve Konya gibi illerin kolordu ve jandarma komutanları da bulunuyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde toplam 303 general bulunuyor. Sanıklar arasında ayrıca sekiz yarbay ile 49 albay da yer alıyor.
Bu isimleri yakından tanıyoruz
İddianamede, Islak imzalı belge iddianamesinin iki numaralı sanığı Kurmay Deniz Albay Dursun Çiçek, 118 numaralı sanık olarak yer alırken, Poyrazköy ana davasında sanık olarak yargılanan emekli
Koramiral Feyyaz Öğütçü, Güney Deniz Saha Komutanı Kadir Sağdıç, Tuğamiral Mehmet Fatih İlğar, Tuğamiral Levent Görgeç de sanıklar arasında yer alıyor.
20 yıla kadar hapisleri isteniyor
Balyoz darbe planı iddiasına ilişkin iddianamede şu ana kadar hazırlanan diğer iddianamelerden farklı olarak tüm sanıklar aynı iddia ile suçlanıp haklarında aynı oranda ceza istendi. İddianamede sanıklar, suç tarihi nedeniyle eski TCK'nın 147. maddesiyle suçlanıyor. Eski TCK'nın 147. maddesi "Türkiye Cumhuriyeti yürütme organını cebren ıskat ve vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs etmek" suçlamasını düzenliyor. Madde gereğince sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Ancak savcılar "eksik teşebbüsü" düzenleyen eski TCK'nın 61/1. maddesini uygulayarak sanıkların cezasında indirim yapılmasını istedi. Bu durumda 196 sanık hakkında 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Oy birliğiyle kabul edildi
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine başkanlık yapan üye hakim Davut Bedir, mahkemenin diğer üyeleriyle birlikte iddianamenin oy birliğiyle kabul edildiğini, ancak henüz tensip zaptı düzenlenmediği için duruşma günü ve diğer hususların belli olmadığını bildirdi. Bedir, en kısa sürede tensip zaptını da düzenleyeceklerini ifade etti.
Balyoz’un sonuç raporu bulundu
Balyoz Darbe Planı’nın görüşüldüğü seminerin sonuç raporunun, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın arşivinde olduğu ortaya çıktı. Savcılık raporu istedi ancak Genelkurmay “Devlet sırrı olan gizli belgeyi veremeyiz” dedi.
Balyoz Darbe Planı’nın konuşulduğu plan seminerinin ardından, dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan tarafından hazırlan sonuç raporunun Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın (KKK) arşivinde olduğu ortaya çıktı. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Genelkurmay ve KKK’ya yazı yazarak, sonuç raporunun kendilerinde olup olmadığını sordu. Genelkurmay ise, “Sonuç raporunu biz imha ettik ama KKK arşivinde var” açıklamasını yaptı. Genelkurmay’ın cevabında, belgenin “devlet sırrı” kapsamında olduğu için açıklanamayacağı ancak davayla ilgili iddianamenin kabulü halinde raporun mahkemeye gönderilebileceği belirtildi. Şimdi gözler raporu göndereceğini açıklayan Gerelkurmay’da.
Taraf raporu vermişti
Aslında Taraf’ın savcılığa teslim ettiği belgeler arasında sonuç raporu da bulunuyor. “Sıkıyönetim ilan etmeyi amaçlayan Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo” planı, seminerin sonuç raporuna kısa bir paragraf olarak girmişti. Genelkurmay ve KKK, sonuç raporunu devletin gizli belgesi olarak kabul ettiği için Taraf raporu açıklamıyor. Ancak Çetin Doğan, sanki yabancı bir devletle ilgili savaş planları seminerde genişçe görüşülüp, konuşulmuş gibi bir rapor hazırlayıp üstlerine sunmuştu. Raporun içerisine de kısaca, belirtilen ülkeyle ilgili savaş çıkması halinde, ‘Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo’nun da seminerde görüşüldüğü notunu düşmüştü. Ancak ses kayıtlarına bakıldığında OEYTS’nin, seminerin bir ve ikinci gününde konuşulduğu, dış tehdidin üçüncü gün sabahtan öğlene kadar dar kapsamda konuşulup, seminerin sonlandırıldığı görülüyor.
Gözlemciler semineri üstlerine rapor etmiş
Planla ilgili hazırlanan iddianamede, Genelkurmay tarafından gönderilen gözlemcilerin raporu da yer aldı. Gözlemciler raporlarında seminerde, birinci öncelikli tehdit olarak Yunanistan’ın değil iç tehdidin ele alındığını yazmıştı. Raporda, seminerde ele alınan konuların üstlere ayrıntılı olarak aktarıldığı görülüyor.
Plan seminerine Genelkurmay Başkanlığı adına çeşitli rütbelerde 7 subay, Kara Kuvvetleri Komutanlığı adına çeşitli rütbelerde 7 subay ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı adına 1 subay gözlemci olarak katılmıştı. Gözlemci raporunda, seminerde görüşülen konuların özetlendiği raporun üçüncü sayfasında, “olasılığı en yüksek senaryo” ile ilgili olarak “birinci öncelikli tehdit”, iç tehdit olarak vurgulanıyor. Kuzey Irakta meydana gelen gelişmeler ise dış tehdit olarak değerlendiriliyor.
Bu sayfada ve sonraki sayfalarda “iç tehdit ile ilgili olarak” başlıklı değerlendirmede, öncelikle ‘Milli Mutabakat Hükümeti’nin kurulmasının gerektiği belirtiliyor.
Kayıtlar mahkemede
Balyoz Darbe Planı iddianamesinde, 05- 07 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı’nda düzenlenen seminere ait olduğu anlaşılan ve “Oraj”, “Suga”, “Sakal” planlarının yer aldığı ses kaydı dökümlerine yer verildi. Kayıtlarda Çetin Doğan’ın konuşmaları da yer alıyor.
Suga Harekât Planı ile ilgili olarak 1. Zırhlı Tugay Komutanı Yurdaer Olcan’ın konuşmaları şu şekilde yer alıyor;
Yurdaer Olcan: “Vatandaşlar arasında birlik beraberlik, dayanışma duygusunun da artırması bakımından küçük çaplı düşük yoğunluklu çatışmalarla Yunanistan’ın psikolojik destek sağlaması amaçlı... Sınırda küçük çaplı olayların gerekirse basını da kullanarak halkın bir amaç birliği etrafında toplanmasının sağlanmasına...”
Kontrollü tırmanma
Oraj ve Suga planları hakkında Çetin Doğan ve Albay Fazıl Bilen arasında geçen konuşmalar:
Çetin Doğan: “Şimdi tabi bir gerginlik var Gerginlik Ege’de. Ve Türk Yunan ilişkilerinde bir bozukluk var. Ama kontrollü bir tırmanma ve savaş istemiyoruz. Ama deniz kuvvetlerimizde alarm verdik yani.”
Çetin Doğan: Onların uygulamasına Yunan gemilerine ait arama tarama işlerini yapacağız...
Albay Bilen: Yapacağız. Evet...
Çetin Doğan: Yeni görevde bunun dışında da diğer gemilere herhangi bir böyle bir diğer bayrak taşıyan gemilere ticari gemilere böyle bir şey...
Albay Bilen: Hepsini yapabiliriz....
Yunanistan tali mesele
Doğan seminerin konuşmasında planın iç tehdide yönelik olarak hazırlandığını bir kez daha belirtiyor: “Arkadaşlar bu plan seminerini, plan çalışmasını KASITLI OLARAK belli bir çerçeveye kovduğumuzu ANLAMIŞSINIZDIR. Buradaki Yunanistan meselesi tali bir meseledir...”