Sanığa devlet tarafından avukat veriliyor, mağdur iki defa mağdur ediliyor
Ankara Merkezde Hukuk konusunda her alanda bünyesinde Avukat istihdam eden hemşerimiz Av. Çiğdem Yıldız, Sanık olanlara devlet, avukat ataması yapıyor mağdur olanlara avukat ataması yapmıyor, bu durum kamu vicdanında rahatsızlık yaratıyor. Mağdur olan taraf iki kere mağdur oluyor, bu durumun düzeltilmesi ve bir an önce işlerlik kazandırmasını gerektiğine dikkat çekti.
Önüne gelen Hukuk konusunda ahkâm kesiliyor
Önüne gelen herkesin hukuk konusunda ahkâm kesmeye kalkması, hukukun toplum tarafından basit ve sıradan bir işmiş gibi algılanmasına neden olmaktadır diyen Av. Yıldız; “oysaki hukuk denilen insan hayatını düzenleyen kurallar bütünü yaşayan bir süreçtir. Bu süreç sadece hukuksal mantıkla çözülebilir ve bunu nasıl bir operatör ameliyatı yapmaya tam yetkilidir ve başka kimse bu işi beceremez ve hastayı öldürebilirse, aynen hukukta da ahkâm kesmeye kalkışmak en hafif tabiriyle hukuk arayan bir insanı öldürmekle eşdeğer olarak görülebilir” dedi.
Hukuka müdahale var
Son zamanlarda siyasi kadroların hukuk üstündeki baskısına da değinen Av. Yıldız; “Özellikle hukukta kuvvetler ayrılığı ilkesini hukuk aleyhine bozan siyasi çevrelerin hukuk reformu adı altında hukuka müdahalelerini kabul edilemez çok yanlış ve tehlikeli girişim olarak görüyorum. Bir gün hepimize özellikle de siyasilere de hukuk lazım olacak. Çoğu avukatların CMUK Yasası çıktıktan sonra bu adil olmayan uygulamalar sonucunda ceza davalarına girmediklerini, sadece Şirketler Hukuku üzerine yani ticari davalarda avukatların uzmanlaşmaya çalıştıklarını” söyledi.
Hukuka saygınlık azalıyor
Bunun doğal sonucu kamuoyunda hukuk müessesine karşı güvenin azalmakta olduğunu iddia eden Av. Çiğdem Yıldız; “hukuka karşı bireylerin saygısının kalmaması sonucunda suçların daha kolaylıkla işlenebilir hale geldiğini, cezaların caydırıcılık özelliğini yitirdiğini, toplumun aslında adım adım kaosa sürüklendiğini görmekteyiz. Toplumda eskiye oranla cesur yargıçların görevlerini yapamaz hale getirildiğini, yeni yargıçların siyasi baskı ve sürülme gibi politik sindirmelere maruz bırakıldıkları için, kararlarını vicdanları ve kanunun kendilerine tanıdığı yetkileri kullanmaktan sarfı nazar ettiklerini mahkeme kararlarında hâkim yetkisinde kararlar alınamayıp mahkemelerin bilirkişilerin insafına bırakıldığını” ileri sürdü.
“Hukukun üzerinde siyasi baskı” var iddiası
Ardahanlı hemşerimiz Av. Çiğdem Yıldız; Siyasi iktidarların popülist politikaları neticesinde geçmişte ve günümüzde çıkarılan afların da toplumda suça karşı büyük bir zafiyetin oluştuğuna dikkat çekerek, “nasıl olsa af çıkar diye düşünen suç işlemeye meyilli kimseler, suçu işlemekte hiçbir beis görmediklerini ve rahatlıkla suçu işlemeye eğilimli hale gelmektedirler. Örnek verecek olursak, son zamanda çıkarılan çek yasasına göre, karşılıksız çek veren kimseler dolandırdıkları mağdurlardan haksız yere ekonomik kazançlar elde etmekteler, işini bilenler, mahkemeleri, süre yönünden, temyiz yönünden oyalamakta ve mahkemelerin karar vermede geç kalmalarından ötürü cezanın caydırıcılık etkisi kalmamaktadır. Çekten dolayı hapiste yatan kimseler genelde gerçekten feleğin sillesini yiyenler olmakta, bu dolandırıcılığı meslek haline getiren suçlular ise, kanun boşluklarından yararlanarak çoğu zaman hapis cezası bile almamaktadırlar” dedi.
Hukuk okulları var, hukukçu yok
Son zamanlarda, ülkemizde gereğinden çok hukuk fakültesi açıldığını ve bu fakültelere uygun öğretim elemanlarının bulunamaması yüzünden de eğitim kalitesinin gün geçtikçe düştüğünü öne süren Av. Yıldız; “Fakültelerdeki çoğu derse bırakın profesörleri, doçent bulunamadığı için asistanların ya da dışardan gelen serbest avukatların derse girdiklerini görmekteyiz. Yeni yetişen hukukçuların hukuktan bihaber olduklarını bunun ceremesini ilerleyen yıllarda tüm Türk vatandaşlarının çekeceğini, bu konuda da acil önlemler alınması gerektiğine” dikkat çekti.
Hukuk Fakültesi açmayalım, hukukçu yetiştirelim
Av. Çiğdem Yıldız sözlerine devamla, Yargı reformu yapıyoruz adı altında mahkemeler açarak hukuku daha işler hale getirmeniz, aynen daha çok hukuk fakültesi açalım hukuk daha iyi işlesin mantığıyla aynı mantıktır yanlıştır. Yapılması gereken; kanunların daha caydırıcı hale getirilmesi, kanunun otoritesini herkesin tanıması ve kanun boşluklarının ortadan kaldırılması için kanun adamlarının başkanlığında kanun yapıcıların bu işe ciddiyetle eğilmeleriyle mümkündür.
Her türlü affa karşıyım
Ceza evlerinin suçu ıslah özelliğini kaybettiğini bununda zafiyet olduğunu, basit hırsızlıktan giren her hangi bir suçlunun hapislik hayatı boyunca ceza evlerinde başka suçları da öğrendiğini adeta bu müesseselerin suç öğretim merkezleri haline geldiğini bununda suçluyu topluma kazandıran, ya da suçluyu işlediği suçtan dolayı ıslah eden müesseseler haline getirmelerinin şart olduğunu bu konuda Adalet Bakanlığının ceza evlerini iyileştirme çalışmalarına da behemehal başlamaları gerekmektedir.
Ortakent’i kurtaracağız, hukuk mücadelemiz devam ediyor
Ardahanlı hemşerilerimiz birbirlerini metropollerde tanımalıyız. Gelenek ve göreneklerimizi yaşatmalıyız, çocuklarımıza da bu hasletlerimizi aktarmalıyız. Ardahan’ı çok sevdiğini ve insanımızın çok sıcakkanlı misafirperver ve kadirşinas bir halk olduğunu, Ardahan’ı çok özlediğini ancak iş yoğunluğu ve zaman bulamamanın mağduru olduğunu belirten hemşerimiz Av.Çiğdem Yıldız, “en kısa zamanda Ardahan’a geleceğim. Ata dedemizin yattığı yerleri görmek istiyorum. Ben aslen Ortakent’liyim. Ortakent eskiden belediyelik idi, nüfus düştüğü için Belediyeliği elinden alındı. Aynı zamanda Ortakent’in yeniden Belediye sıfatına geçmesi için hukuk mücadelesini sürdürüyoruz, hukuk büromuz bu davanın takipçisi olmakla birlikte avukatlığını da üstlenmektedir, tüm hemşerilerime selam ve sevgilerimi iletiyorum” dedi.