AR-DER---BASIN AÇIKLAMASI
Cumhuriyet öncesinde halkın eğitim düzeyi ülkenin diğer alanlardaki geri kalmışlığına benzer, üzücü bir tablo sergiliyordu. Eğitim, sadece belirli bir zümrenin istifade edebildiği bir imtiyaz niteliğindeydi. Nüfusun beşte dördünü oluşturan kırsal kesimde yaşayanlar arasında okuryazarlık oranı % 7 civarındaydı. Bunların farkında olan Atatürk henüz 1922 yılında yaptığı bir konuşmasında, hükümetin birinci görevinin eğitim ve öğretim sisteminde bir reform yapmak olduğunu belirterek şunları söylüyordu.
"Hükümetin en feyizli ve en mühim vazifesi maarif işleridir. Bu işlerde muvaffak olabilmek için öyle bir program takip etmeye mecburuz ki program milletimizin bugünkü haliyle, sosyal, hayati ihtiyacıyla, çevrenin şartları ve asrın icaplarıyla tamamen mütenasip ve uygun olsun. Bunun için muazzam ve fakat hayali ve güç anlaşılır mütalaalardan tamamen vazgeçerek hakikate gören gözlerle bakmak ve el ile temas eylemek lazımdır…" (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 229
Büyük Önder'in dikkatleri çektiği gerçek apaçıktı: Kurtuluş Savaşı'ndan zaferle çıkmış Türkiye'nin önünde aşması gereken hayati bir sorun bulunuyordu. Toplumu yüzyıllar boyunca kuşatan, geri kalmasına neden olan bağnazlıklar ortadan kaldırılmalıydı. Öncelikle medeni dünyanın bilimsel gerçekleri ışığında eğitilmiş nesillerin yetiştirilmesi zorunluydu. Bu, diğer reformların başarıya ulaşmasının da bir teminatıydı.
Hiç şüphesiz eğitimdeki yenilikler Atatürk'ün çağdaşlaşma hamlesinin bel kemiğini oluşturur. Ancak bu noktada önemli bir hususun belirtilmesi yerinde olacaktır. Mustafa Kemal eğitim programlarının öz benliğimize ve milli değerlerimize uygun olmasının önemini sık sık vurgulamıştır. Onun zihnindeki eğitim programının taklitçiliğe değil, çağdaş bilimler ve milli değerlerimiz ışığında sentezlenmiş bir modele dayandığına kuşku yoktur. Okuma seferberlikleri başlatarak Yurdumuzu bütün köşelerine dalga dalga yayılmıştır
Ardahanlılar Kurtuluş savaşında olduğu gibi okuma, yazma seferberline katılarak 1980 öncesi okuma yazama oranı en yüksek olan Şehirlerarasında yer almıştır. Ardahan: birçok Başarılı Bilim adamları yetiştirmesine rağmen, Her ne hikmetse Ardahan İl olduktan sonra en Başarısız iller kervanına katılması bizlerin tansiyonunu fazlasıyla yükseltmiştir.
Bir sivil toplum kuruluşu temsilcisi olarak tepkisiz kalmayı ise Ardahan’a yapılacak en büyük ihanet sayarım. Parlamentodaki temsilciler ve Yetkililere sesleniyorum. Peki, siz hangi işlerle meşgulsünüz.
Bu başıboş ve sorumsuzluğa son vermek için, kendini sorumlu kabul eden sivil toplum ve diğer kanaat önderlerini eğitimde yaşanan bu trajik olaya el atmaya davet ediyor ve daha geç kalmadan, eğitim seferberliği için kolları sıvayalım. Saygılarımla...
İstanbul/Ardahan İli Sosyal Kültür Dayanışma Derneği Ahmet Demirbaş