SEÇİM TAKTİK VE STRATEJİLERİ VE ARDAHAN
Ardahan genel olarak sol tandanslı bir bölge olmasına rağmen neden sağ partiler seçimlerde başarılı bir görüntü çizmektedir?
Ak Parti böyle kendi iç dinamikleri olan illerde farklı uygulamalar yaparak, seçmenin tercihlerini etkilemeyi, bir nevi siyasal pazarlama ve kampanya stratejileri olarak görmüş, oy verme aşamasında ise aynı argümanları seçimlerde ikna faktörleri olarak kullanmıştır.
Ak Parti dar bölge siyaseti yaparken diğer illerde yaptığı gibi bölgenin siyasi yapısını, bölgesel kültürünü yok saymadan, birlikte bölgenin örf adet ve geleneklerini de kapsayan metodolojik çalışmaları da, seçimlerde devreye sokmaktadır.
Hatırlarsak muhafazakâr görüntü çizen ak parti 2007 seçimlerinde adaylar, Edirne ve Artvin’de içkili toplantılar düzenlemişti. Sonrasında 2009 da Datça’da belediye başkan adaylarını tanıtmak için düzenlen toplantılarda ise; AKP Muğla İl Bşk. Gültekin Akça, AKP’li Kavaklıdere Belediye Bşk. Nuray Bozyer, AKP Datça İlçe Bşk. Haluk Lâçin ve AKP Datça Belediye Bşk. adayı Mustafa Soytok ile AKP’li kalabalık bir partili topluluğu katılmış, davette en çok rakı,
votka ve bira tercih edilmişti.
Burada göstermek istediğimiz şudur;
Aynı şekilde muhafazakâr olarak tanımlanan bir bölgede, CHP’nin muhafazakâr bir toplantı düzenlemesi, gerek partinin kendi içyapısında, gerekse ulusal medyada velvele kopartacaktır.
Siyasi ve medya baronlarınca bu durum; Anında, Cumhuriyet Halk Partisinde eksen kayması ve ideolojik sapma olarak değerlendirilecek, parti genel merkezi adeta topa tutulacaktır.
Parti iktidar olmak istiyorsa; Örgütlenme kusurları olan, İttihat ve terakki’den kalma komitacı zihniyetten ve yerellerde de İttihatçı kalıntılardan bir an önce kendisini kurtarması gerekmektedir.
Şurası iyi bilinmelidir ki; Günümüz Türkiye’sinde iktidar olmanın ön koşulu; Farklı düşüncelerdeki seçmenlerle, evrensel anlamda çağdaş, sosyal ve demokratik ilkelerin uygulandığı ortak paydalar oluşturmak ve yukarıda saydığımız kriterlerinde baz alındığı seçim stratejileriyle seçimlere gitmektir.
Diğer yandan;
Ardahan seçmen profilinde, merkez sağ hüviyet taşıyan Ak Partinin kabul görmesinin nedeni, radikal sağ unsurları beraberinde taşıyan adayların seçim süreçlerinde saf dışı bırakılmasıdır.
Ardahan seçmeni; Nedeni ve sonucu ne olursa olsun, kendi alanlarında radikal olarak kabul edilen kişileri seçme eğilimi içine girmemekte, o kişilere de çoğunlukla oy vermemektedirler.
Ardahan seçmeni; Tanımadığı kişilere oy vermekte imtina etmektedir.
Nedenini sorgulayacak olursak;
1-Bölgeye, diğer bölgeler kıyaslandığında hükümetlerin yeterli hizmetleri sunamamış olmalarıdır.
Hükümetlerin Ardahan’a veremediklerini, tanınmayan kişiler zaten veremez, görüşü hâkimdir.
Basit bir örnek vermek gerekirse; Türkiye de bırakın illeri, ilçelere bile yapılan havaalanları Ardahan’a halen yapılamamıştır.
2-Sosyolojide ‘Organik ilişki biçimleri’ diye nitelendirilen toplumsal yapı, Ardahan toplumsal yapısına uygunluk göstermektedir.
Hâlâ; arkadaşlık, baba dostluğu, akrabalık, soy sop, gibi feodal kavramlar, oy vermede esas alınmaktadır.
3-Seçmen; Oy veren ve vermeyenler diye toplumu ikiye ayırarak, kendi ideolojisine, cemaatine ya da adı ne olursa olsun, belli bir görüşün temsilcisine oy vermek istememektedirler.
Tüm seçmen için ortak adayın tanınan biri olması; İktidarla elde edilen gücün toplumun tamamına eşit olarak dağıtılacağı izlenimi yaratmakta, bu da seçmene güven vermektedir.
4-Seçmen; Statüleşmesi muhtemel, seçkinci tavırlar içinde olma ihtimali yüksek, halkın nabzını tutamayan, ‘burnu büyük’ diye tabir edilen kimseleri de seçmek istememektedir.
5- Seçilmesi halinde adayın Halkla ilişkisi; toplumun her kesimine hitap edebilmesi, TBMM’nde halkla her an temasta olması, ulaşılabilir olması, sorunlara hakkaniyetle çözüm bulması, kendini SİYASAL SEÇKİN olarak görmeyip, halka tepeden bakmaması için de tanınmış biri olması gerektiğini seçmen önemle vurgulamaktadır.
6-Ardahanlı seçmen; Özgür iradesini serbestçe ortaya koymasını engeller tavırlar içinde olan kavgacı, kibirli, negatif söylemler içinde olan adayları ve destekleyicilerini de dışlama eğilimi içindedir.
Halkla iletişime girememiş, seçkinci tavırlarını koruyan bir partinin adayı mükemmel donanımlara sahip olsa da seçimi kazanamayacağı nasıl bilinen bir durumsa, tam tersi de doğrudur.
Tüm bu verileri dikkate alacak olursak 2007 seçimlerinde, cumhuriyetin ilk yıllarından beri sol eğilimli partilere oy veren bir bölge olan Ardahan’da kesin olarak iki milletvekili çıkarması gereken CHP’nin bir milletvekili çıkarması başarısızlıktır.
Oysa 2002 seçimlerinde alınan 6 bin civarındaki oydan, 23 binli oylara sıçrayan ve birinci parti olup, bir milletvekili çıkaran Ak Partinin salt kendi seçim başarısı değil, 2007 deki adayıyla birlikte kolektif olarak elde ettiği seçim başarısı olduğu dikkatlerden kaçırılmamalıdır.