Yaklaşık 40 öğrencinin katıldığı ve Dursun Akçam Kültür Evi Salonunda düzenlenen ödül törenine Ardahan Kent Konseyi başkanı Burak Taştan, Kadın, Çocuk, Gençlik, Engelli Meclis Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri hazır bulundu.
Törende açılış konuşmasını yapan Kent Konseyi başkanı Burak Taştan, “Kent Konseyi Çocuk Meclisinin kısa sürede güzel çalışmalar yapıp iyi bir noktaya geldiğini görmekteyiz. Bu yarışma ilimizde yaşayan çocuklarda Kent Konseyi bilincinin oluşması ve kentlerine sahip çıkma duygusunun gelişmesi noktasında önemli bir farkındalık yaptığını düşünü-yorum” dedi.
Ardahan Kent Konseyi Çocuk Meclisinin Türkiye’de ki Kent Konseyleri içinde en etkin meclislerden olduğunu vurgulayan Başkan Taştan, yarışmaya katılan çocuklarımızın yazdıklarından çok etkilendiğini, bundan sonraki çalışmalarda bu bilgilerin kullanılacağını söyledi.
Törende Kadın Meclis Başkanı Nesrin Arslangörür ve Çocuk Meclis Başkanı Pelin Güzel’de birer konuşma yaparak bu yarışmanın önemine dikkat çektiler.
Yarışmada ‘Mevsimsiz Şehrin Çocukları’ başlıklı kompozisyonuyla Yunus Emre Anadolu lisesi 12/A sınıfı öğrencisi Duygu Koç birinci olurken, ‘Doğuyu Isıtan Kar Taneleri’ başlıklı kompozisyonuyla Ardahan Şehit Er Uzman Çavuş İbrahim Erdoğan Mesleki Ve Teknik Anadolu Lisesi Hemşirelik bölümü 12. Sınıf öğrencisi Seda Çakmak ikinci oldu. ‘Umudumun Şehri ‘başlıklı kompozisyonuyla Hoçvan Hasköy ÇPAL 10/A sınıf öğrencisi Burcu Avşar ise üçüncü oldu.
Sıralayama giren öğrencilere Kent Konseyi tarafından altın verilirken, katılım sağlayan bütün öğrencilere de hikaye kitabı hediye edildi. Son derece başarılı bir etkinlik gerçekleştiren Ardahan Kent Konseyi Çocuk Meclisi, katılımcılardan tam not aldı.
Ardahan’da Çocuk Olmak isimli kompozisyon yarışmasında birinci olan Duygu Koç’un kaleme aldığı eseri şöyle:
MEVSİMSİZ ŞEHRİN ÇOCUKLARI
Başka mevsimin çocuklarının gözünden görmeliyiz sabahları, başka şivenin kanunları anlatmalı bir çırpıda her şeyi, gökyüzü şahit olsun günlerin getirdiğine. Buz tutmuş ellerin soğukluğu gösterebildi mi hayatın zorluğunu? Uykunun en tatlı yerinde açılan boncuk gözlere sorun çocukluğun değerini. Yürümeye hali yokken anasına koşarak sarılan yavruları anlatsın şimdi sevmeyi sevilmeyi…
Şeker toplamak için heyecanla evden çıkmak gibidir Ardahan’da çocuk olmak. Verilen her şekerin mutluluğuna damla damla gelen harçlıklar gibi, beklenmeyen sürprizlerle karşılaşmaktır. Mutluluğunu gözlerini kocaman açıp kelimelere dökememektir belki de. Biraz daha fazlası için kat kat umutlanmaktır.
Kaybetmekten korkup hemen küsebilecek kalp taşımaktır çocuk olmak. Mahalle maçlarında alınan her yenilgide sinirden ağlamaktır. Bu iklimin çocuğu olmak zor iştir aslında. Büyümek isteyip kötülere ders vermek gibidir. Adaletsiz olan yanı saklambaç oynayıp son kişiyi bulamamaktır belki de. Sobe yapamazsa yeniden ebe olmanın korkusudur.Ortada sıçan olup toptan kaçamamaktır komik tarafı. Atılan her topta yeniden oynayabilmek için ter dökmektir. Sessiz sinemada bile bağırmaktır mızıkçı yanı. Anlatamadığın her kelimeye düşman olmaktır.
Karın yağmasını istemeyip, kar görünce yüzlerin kızarmasını, kirpiklerin buzlanmasını bile umursamayacak kadar oynamaktır soğuğun çocuğu olmak. Takacak havuç bulamadığından ağaçlardan koparıp, odunluktan gizlice aldığı her kömüre, vazgeçtiği atkısına heyecanla bakmaktır kardan adam yapmak. Paçalarının buz tuttuğunu bilip poşetle, leğenle kaymak kadar doyumsuzdur bıraktığı tat. Havanın ısınmasıyla, eriyen kardan adama yas tutmaktır belki de.
Kuşları vurabilmek için sapanlarına nenesinin çorap lastiğini takıp, burunlarını çeke çeke kaçmaktır yaramaz olmak. Bilyelerine elmas değeri verip anasının yazmasına (başörtü) bohça yapmak ya da kola tek tek doldurmaktır. Zor bir görevdir yazmayı bilmiyorken sayı saymayı öğrenmek.
Kumdan kale yapmaya benzemez inek peşinde koşmak. Nahıra( hayvan sürüsü) yetişebilmek için soluksuz koşulur çünkü. Pilacların (yazlık ayakkabı) yırtılmasına aldırış etmeyip danaları ağıla toplayıp, onları taktığı isimlerle tanımaktır.