Öncelikle vurgulamak isteriz ki; Gazetemiz politikası gereği, legal hiçbir sivil toplum örgütüne karşı değildir.
İlgililerin eleştirilmesinin tek nedeni; hedeflerini şaşırdıklarını gözlemlediğimiz ve bu durum karşısında içine düştükleri kavram karmaşasına dikkatlerini çekmektir.
Bu derneklerin asıl amacı; Göç etmiş Ardahanlılar arasında dayanışmayı sağlamak ve sadece yaşadıkları metropollerde dayanışmacı sivil toplum örgütleri kurarak , kendi yaşadıkları sistemde siyasi birlikteliklerini oluşturmaktadır.
Bu minval üzerinde politikalarını oluşturmaları gerekirken, Ardahan dernekler ve federasyonları, strateji zaaflarından ötürü amaçlarından sapmış, ya da saptırılmış izlenimi vermektedirler.
İçinde bulundukları zaaf, ya da yanlış politikalar diyebileceğimiz Ardahan siyasetini yönlendiren ve hala yönlendirme gayretleri içinde olan yönetici kadroları, bu amaçla parti genel merkezlerini maniple etmekte, siyasi kısır döngü içinden de bir türlü de çıkamamaktadırlar.
Partiler, bu dernek ya da federasyon başkanlarının ve çoluk çocuğunun siyasi ikbal merkezleri haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Oysa Siyaseten; kamuoyunu ilgilendiren her şey,( tüm problemler, istekler vs.) aynı bakış açısı altında, aynı sistematik verilerle ortaklaşa tespit edilerek, ortak akılla çözülmelidir.
Sistem ve yapılanmaların bu yönde, belirli planlar çerçevesinde dile getirilmesi, tartışılması ve nihayetinde hayata geçirilmesi şarttır.
Konuyu daha da açacak olursak;
İstanbul’da yaşayan Ardahanlı sayısı, Ardahan ilinde yaşayan Ardahanlı sayısından fersah fersah fazladır.
Metropoldeki bu muazzam potansiyel gücü yerinde değerlendirebilme geniş görüşlülüğü olmayan yönetici konumdaki kadrolar, büyük düşünememekte ve kamuoyunda ufuklarının dar olduğu izlenimini yaratmaktadır.
Ardahan kökenli adayların çıkarılması için faaliyetlerini metropol politikalarına endekslemeleri işleri gereğidir.
Kişisel ihtirasları sonucu, feodal uzantılarının da dâhil olduğu (oğlu, kızı, hemşerisi, okul arkadaşı, çocukluk arkadaşı vs.) güdük, kısır ve bireysel siyasi girişimleri, toplumca hoş karşılanmamakta, yöneticilerinin de kifayetsiz muhterisler olarak anılmasına neden olmaktadırlar.
Bu durum; Kişisel ikbal tutkunlarının direk olarak içinde bulundukları sivil toplum örgütlerinin de ciddiye alınmaması sonucunu doğurmakta, endirekt olarak da müracaatta bulundukları partilere de büyük zararlar verebilmektedirler.
Yani;
Metropollerdeki, sayısı yüz binlerle ifade edilen nüfuslara sahip Ardahan kökenli bireyleri tek güç haline getirip, salt kendi metropollerinde, kendi milletvekillerini çıkarmak için çaba harcamaları gerekirken, hariçten Ardahan sosyal yaşamına, siyasi yapısına müdahale etmeleri kolaycı ve ucuz siyasi stratejilerdir.
Tekrar edecek olursak; Konuları Ardahan değil, Ardahan’dan göç etmiş kişilerle birliktelik sağlamak ve onlarla diyalog içerisinde siyasi, sosyal, ekonomik bağlar kurmaktır.
Ardahan’da; Siyasi karar alma sürecinde, kendilerini en önemli siyasal aktörler olarak görmeleri ve bu tarz girişimlerde bulunmaları, bir tür görevlerini kötüye kullanmak, bir tür haddini aşmak, en hafif deyimle siyaseti bilmemek demektir.
Var olan feodal ilişkileri kullanarak ta, Ardahan siyasetine etki etmeleri ve bu yöndeki girişimleri Ardahan’ın içyapısına müdahale olduğu ayan beyan ortadadır.
Dernek ve federasyonların; Ardahan ili ve bu ilde yaşayan kişilere yönelik siyasi ve sosyal faaliyetler içine girmeleri, fiziki uzaklık nedeniyle hem eşyanın tabiatına aykırıdır hem de amaçları değildir. Gerekte yoktur.
Dernek ve federasyonların, Ardahan’a metropollerden vekiller gönderme gayreti içine girmeleri ilgi alanları olmamalıdır, üstlerine de vazife değildir.
Ardahan’dan göç etmiş kişilerin metropollerde kendi dayanışmaları için kurulan bu dernekler ve federasyonlara, kısacası lobilere, geçmişte olduğu gibi Ardahan’ın bugünde ihtiyacı yoktur.
Ardahan halkı bu siyasi yapılanmaları eleştirmekte haklıdır, geç bile kalınmıştır.
Bugüne kadar bu yanlış siyasi tavırlar toplum tarafından görmemezlikten gelinmişse, bu durumu Ardahan halkının aymazlığına değil, sadece Ardahan halkının olgunluğuna verilmeli ve kendi hatalarını görecek kadar dernek yöneticilerine fırsat verilmesi olarak algılanmalıdır.
Zira derneklerin Ardahan’a manevi destek ve dayanışma dışında verebilecekleri hiçbir şey yoktur.