Bölgenin en büyük hayvan çiftliği işletmecisi, Altun Grup Yönetim Kurulu Başkanı Göleli iş insanı Fahri Altun, mesai arkadaşı Uğur Küçükbingöl ile birlikte haber merkezimizi ziyaret ederek şap hastalığı süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. TİGEM’in çalışmalar hakkında bilgi verdi.
“ BU SÜREÇTE HERKESİN ÜZERİNE DÜŞENİ EKSİKSİZ YAPMASI LAZIM”
Ülke genelinde baş gösteren Şap hastalığı nedeniyle üreticilerin zor günler geçirdiğini belirten Altun, “Bölgemizdeki küçük ve büyük işletmeler bu hastalıkla mücadele de çok dikkatli olması gerekiyor. Bu çok ağır ve ölümle sonuçlanan bir salgın. Devlet üzerine düşeni yapacak, işletme sahibi de üzerine düşeni yapacak. Böyle olursa belki sıfır zayiatla bu hastalık atlatılır. Göle TİGEM olarak bizden destek isteyen besicilere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şuan elimizdeki tüm imkânları seferber ettik. Ama bu yeterli mi elbette yeterli değil. Bir kere karantina süreci var insanlar hayvanlarını satamıyor. Tarım Bakanlığı bu süreçte hayvan üreticilerinin bankalara olan borçlarını ertelemek için devreye girmesi lazım. İkinci olarak üreticilere uygun bir faizle kredi verilmesi gerekiyor. Çünkü işletmeler ellerindeki hayvanlarını kaybetti. Banka borçları nedeniyle hacizle karşı-karşı kaydılar” dedi.
“TARIM MÜDÜRLÜĞÜ SAHADA DAHA AKTİF ROL ALMALI”
Hastalıkla mücadele de Ardahan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün ilçedeki tarım müdürlükleriyle koordineli çalışması gerektiğine de değinen Altun, “Tarım Müdürlüğü acilen elindeki kaynakları insanlara ulaştırmak için sahada daha aktif rol almalıdır. Bu hastalık hayvanı öldürmüyor. Hayvanı öldüren zamanında yapılmayan aşılardan kaynaklanıyor. Buzağı 3 aylıkken şap aşısı yapılmalı, sonra hayvan 9 aylıkken ikinci bir aşı yapılıdır. Bu şekilde aşı yapılınca hayvanın kanında antikor oluşuyor. Hastalık geldiğinde bu hayvan 3-4 gün içinde bu virüsü atlatıyor. Çünkü yapılan aşılar nedeniyle hayvanın vücudu mikrobu tanıyor. Hastalığı atlatması da daha kolay ve zayiatsız oluyor” ifadelerini kullandı.
“HASTA HAYVANLARA ŞAP AŞISI YAPILMAMALI, VİRÜSÜ KAPMIŞ HAYVANA İKİNCİ VİRÜSÜ VERMEK DOĞRU DEĞİL”
Virüsü kapan hayvanların nasıl tedavi edileceğini de anlatan Altun, “En önemli konulardan biri de sürüsü içindeki bir hayvanın mikrobu kapınca sürüdeki bütün hayvanlara yayıyor olması. Nahırdaki bir tane hayvan hastalanınca bütün hayvanalar doğal olarak yayıyor. Sürü içindeki bulaş etkisine dikkat edilmesi gerekiyor. Hayvanlar mikrobu kapınca vatandaş korkuyor hemen şap aşısını vurduruyor. Bu sefer ne oluyor zaten mikrobu kapan hayvana aşı ile ikinci bir mikrobu veriliyor. Şap aşısı hayvanın bünyesine mikrobu tanıtmak ve mikroba karşı doğal antikorun yükselmesi için yapılır. Böyle olunca da hayvan düşüyor. Hayvanın bünyesi aşıyla yapılan ikinci bir mikrobu kaldıramıyor. Bu nedenle şap aşısı hastalıklı hayvanlara yapılmamalıdır. Hastalıklı hayvanlar tedavi edilmeli aşı yapılmamalıdır. Şimdi herkes diyor ki benim hayvanım aşı yapıldıktan sonra öldü. Bunun nedeni hayvan zaten hastaydı ikinci virüsü aşıyla alınca direnci düşerek ölümle sonuçlanıyor. Hasta hayvan tedavi edilmeli bunun için kullanılan ilaçlar var. Özellikle hayvanın hararetini düşürmemiz gerekiyor” dedi.
“BU SALGIN KONTROL ALTINA ALINMAZSA SEKTÖR CİDDİ ZARAR GÖRÜR VE GÖÇÜN ARTMASINA NEDEN OLUR”
Hayvan kayıplarının bölge ekonomisine ağır sonuçlarının olacağını da söyleyen Altun, “Hastalıkla mücadele de devletin yetkili kurumları kamuoyuna doğru bilgi vermesi gerekiyor. Ama maalesef bu tarz bir çalışma şuana kadar yapılmadı. Sonuç olarak olan köylüye oluyor. Bilgi sahibi olmadığı için bin bir emekle beslediği hayvanını kaybediyor. Bu hem kendileri için hem de ülke ve şehir ekonomisi için büyük bir kayıptır. Eğer tedbir alınmazsa bunun sonuçları göçün artmasına yol açabilir. Küçük üreticiler ellerindeki hayvanlarını kaybedince giderek küçülüyor ve üretimden çekiliyor. Bu ciddi bir sorundur. Bu süreçte mutlaka insanlar bilinçlendirilmelidir. Biz TİGEM olarak üniversitemizdeki değerli hocalarımızla birlikte bu Cuma günü saat 14:00'da şapla ilgili uygulama otelinde bir araya gelerek tecrübelerimizi üreticilerimizle paylaşacağız. Bu çalışma sonuç verene kadar halkımızı bilinçlendirmek için seminerler düzenleyeceğiz. Bu süreçte herkesin elini taşın altına koyması lazım” ifadelerini kullandı.
“TİGEM OLARAK BESİCİLERE YENİ HAYVAN IRKI DAĞITIMI YAPACAĞIZ”
Bölgedeki hayvan ırkının hastalıklarda önemli rol oynadığını da vurgulayan Fahri Altun, “Göle TİGEM olarak biz bu süreçte bölgedeki damızlık değerini kaybetmiş hayvanların yerine üreticilerimize takas yöntemi ile daha verimli hayvanlar dağıtacağız. Dağıtacağımız hayvanların şuan ki piyasa değeri 180 bin lira. Biz bu hayvanları 120 bin liraya vereceğiz. Dağıtacağımız hayvanlar hem iklim koşullarına dayanıklılığı hem de verim açısından daha iyi hayvanlar olacak. Dağıtacağımız hayvanlar hem bölgeye uygun hem coğrafya yapısına uygun olacak. Dağıtacağımız hayvanlar hereford ve bireford cinsi hayvanlar olacak bu hayvanlar et açıcısından verimli bir cinstir. Şuanda süt para etmiyor bu nedenle et verimi yüksek hayvanların beslenmesi lazım. Bu konuda çok araştırma yaptık, bölgemize gidecek en uygun hayvanın bu cins hayvan olduğuna karar verdik. Şuan Brezilya ile 20 bin adet alım sözleşmesi yaptık. Bu hastalık süreci biter bitmez hayvanlarımızı getirerek dağıtımını yapacağız” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: