NEREDEYDİNİZ?
Yıllarca kapı kapı bedava gazete dağıtıldı bu ülkede; karakollara, okullara, apartmanlara gazeteler, dergiler, kasetler gönderildi… Evler tutuldu, yurtlar açıldı, yoksul çocukları oralara doldurulup gözyaşları içinde kasetler dinlettirilip beyinleri yıkandı. Dersaneler, bankalar, holdingler kuruldu...
Neredeydiniz? Neden, nereden geliyor bu yoğurdun bolluğu diye sormadınız?
Üstelik açılışlarına gidip kurdeleler kestiniz.
Emekli ve ağlamaklı bir vaiz adına Londra’da, Georgtown’da, Oklohama'da, Abant’ta, Yalıkavak’ta CİA ajanlarının da konuşmacı oldukları sempozyumlar, konferanslar düzenleniyordu… Neden, nereden çıktı bu iş diye sormadınız?
Alkışladınız üstelik, övgüler düzdünüz...
12 Eylül 1980 sonrası ülke politikasını yöneten noktalardaki bazı kişileri barındıran Yeni Forum gibi dergilere ABD’nin NED (National Endowment for Democracy) adlı örgütü tarafından gönderilmiş dolarların izini ve belgelerini bulmuştu Uğur Mumcu… Askeri okullara imam hatip çıkışlıların alınmasına olanak tanıyan yasa çıkarmaya çalışan sözde demokrat politikacıların hangi oyun içinde olduğunu yazmıştı… Otomobiline bomba konulup öldürüldü. Neden hesabını sormadınız? “Biz totaliter bir sisteme karşı mücadele ediyoruz” diyerek aldığı parayı inkar etmeyen sözde bilim adamlarını, gazetecileri devletin kilit noktalara getirdiniz…
Bu ülkenin tarihindeki belki de tek yüz akı kurumu, UNESCO tarafından tüm gelişmekte olan ülkelere örnek eğitim modeli olarak gösterilmiş ve sizler gibi düşünenler tarafından “komünistlik” suçlamasıyla kapatılmış Köy Enstitüleri, size yardakçılık yapan liberal aydınlar tarafından “faşistlik”le suçlanır ve karalanırken neredeydiniz?
Amerikan 6. Filosuna karşı gösteri yapan devrimci ve silahsız gençlere camilerde kışkırtılan kalabalıkların saldırtıldığı, iki gencin katledildiği 16 Şubat 1969 Kanlı Pazar’ını “sol güçlerin saldırısı”, CİA ve yerli ortağı sözde milliyetçilerin kışkırttığı 1978 kanlı Maraş olaylarını Anadolu’da zaten var olan “farklı mezheplerin çatışması” olarak yutturmaya çıkmış Erik Jan Zürcher’in “Modernleşen Türkiye’nin Tarihi” adlı Şarkiyatçı yapıtı neredeyse tüm üniversitelerde “Sivil Tarih” olarak okutulur, Cumhuriyet “tepeden inmeci ve darbeci”, Abdülhamit ve Saidi Nursi “geleneksel modernist” ilan edilip genç kuşakların kafaları kendi tarihleri konusunda şallak mallak edilirken nerelerdeydiniz?
Cumhuriyet’in laiklik, karma eğitim, eğitimin birliği, kadın hakları, yasa karşısında yurttaş eşitliği gibi temel değerleri hem din istismarcıları, hem kendileri de o Cumhuriyet eğitim kurumlarında yetişmiş sözde liberal Şarkiyatçı aydınlar tarafından saldırıya uğratılırken, Nobel ödülleri almış edebiyatçılar “Siyasal İslam”ı mazlum, laikliği savunanları tepeden inmeci, dindarları kurşunlayanlar olarak tanımlayan romanlar yazarken ve ABD’de en çok satan 10 yapıt arasına girerken siz neredeydiniz?
Yetmedi, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi uydurma davalarda yüzlerce, binlerce yurtsever ve Atatürkçü subay zindanlara tıkılır, ordudan atılırken, orduya, kamunun kilit noktalarına cemaat kulu mankurtlar getirilirken, sınav soruları çalınıp adliyeden harbiyeye tüm kurumlar bu mankurtlarla doldurulurken, devletin en yetkili yerindeki kişiler “Ben o davaların savcısıyım” derken siz neredeydiniz?
Pansilvanya’da 500 dönümlük bir çiftlikte korunan bir vaiz adına yola çıkan, CİA ajanlarıyla iş adamlarını taşıyan uçaklara doluşup Asya’daki Türki cumhuriyetlere ticaret seferleri yapılırken, onlarca ülkede bu harekete kadrolar yetiştiren ve ABD sermayesinin elçiliğini yapan okullar açılırken, ülkenin iktidar partisine ait milletvekilleri, bakanlar, Pansilvanya’ya el etek öpmeye giderken siz neredeydiniz?
12 Eylül 2010 referandumunda Pansilvanya ölüleri bile oy vermeye çağırır, liberal salaklar “yetmez ama evet” diyerek yasama yürütme ve yargının tek elde toplanması için işbirliği, çıkar birliği yapar, cukkayı doldururken ve yargıyı badem bıyıklılara teslim ederken, genelkurmay kozmik odalarını devletin değil vaizin savcısı olanlara açılırken siz neredeydiniz?
Anadil istismarcılarıyla gizli açık pazarlıklar kurulup onlardan siyasi tavizler koparılır, hendekler kazılır, şehirlerin ortasında militanlar tarafından kimlik kontrolü yapılır, ülke adım adım bir iç savaşa götürülürken siz neredeydiniz?
Neredeydiniz? Neredeydiniz? Neredeydiniz?
Şimdi çıkıp demokrasi kahramanları pozlarında nutuklar atmayın boş yere. Bugün için iktidar olanaklarını kullanıp kendinizi temize çıkmış gibi gösterebilirsiniz… Ve devlet ve demokrasi dışı bir cemaatin başımıza açtığı bunca belayı ve kanı göre göre başka cemaatlerle kol kola iktidarınızı sürdürebilirsiniz… Ama tarih iyice not düştü her tarafa; dünyanın tüm onurlu ve masum ölüleri, Batı’ya kaçmak isterken denizlerde boğulup ölen Suriyeli çocuk cesetleri tanıktır yaptıklarınıza.
Gerçek demokrasi kahramanları tanklara, otomatik silahlara göğsünü gerip kanını dökenler, vurulup düşenlerdir…
Gerçek demokrasi kahramanları, hiçbir çıkar ve iktidar payesi peşinde koşmadan halkını uyarmaya çalışanlar, barış içinde, adalet isteyerek, yasa karşısında kadın erkek zengin yoksul eşitlik isteyerek yollarına devam edenlerdir.
Tarih kendi kirli oyunlarınızla canlarınızı aldığınız masum ve onurlu ölülerin kanlarıyla aydınlanacak… Tarih FETÖ terör örgütünden, o örgütün emperyalist ağababalarından ve o örgütü bu ülkenin başına musallat edenlerden er ya da geç hesap soracaktır!
15 Temmuz 2017, Alper Akçam
Yorumlar
Kalan Karakter: