Uzun yıllar meşakkatli bir mücadele sonucu açılmasını isteyenler, Aktaş Sınır kapısının bu günkü işleyişini bilselerdi, bu kapının açılmasını asla müsade ermezlerdi.
"Sen öyle diyorsun ama o kapı bölge ve ülke için çok büyük jeo-politik, ekonomik, stratejik öneme sahiptir" diyenlerde olacak elbet.
Ben kozmopolitik yazımı yazıyorum, bana ne !?.
Bende birçok vatandaş gibi kapıdan içeri girerken, Gürcistan bayrağının yanında yırtılmış Avrupa Birliği bayrağını görünce; "aa ne güzel ya, biz şimdi 15 lira verdik Avrupalı mı olduk" diyenlerdenim.
Oysa kapının bu başından o başına gidinceye kadar, sinir bozucu birçok olayla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Upuzun gereksiz, soğuk koridordan ilerlerken sizi ne gibi tehdit ve tehlikenin beklediğinden bihabersiniz...
Avrupa Birliğinin a'sının olmadığı ülkede, mafyavari polisimi dersiniz, laftan anlamayan para tuzağı esnafımı dersiniz, yoksa ayarsız kanunları, yasalar mı!?.
Tabi önce, sınırın Türk tarafında yeterli personel olmadığı için saatlerce bekleyebilir, gecede geçse, vay halinize.
Gümrük memuru uyumuş olabilir, uyuyan gümrük memurunu uyandırmaya kalkarsanız, şiddete maruz kalır "dayak" bile yersiniz.
Gürcü'ye gelince; "bico nereye gidiyorsun, niçin gidiyorsun, çok para var mı ?" gibi yarım yamalak Türkçesi ile abuk-subuk sorularla cevap vermek zorumda kalabilirsiniz.
Tamamen fuhuşa entegre olmuş bir anlayış.
Gürcü kapısını geçtiğiniz an sizi dört değil, "dört çarpı dört" gözle bekleyen, seni kağıt para gibi gören illegal rantiyeci anlayışa sahip taksiciler, restoran pezevengleri sizi bekliyor olabilirler.
Taksiye bindiğiniz an; "bico madam, bico restorant" diyen, hatta yanınızda bir sürü restorant ve kadını arayarak; "müşteri getiriyorum" diye müjdeler veren kărd pezevenkle yolculuk yapmak zorumda kalabilirsiniz.
Gürcistan görülmeye değer hiç bir yeri olmadığı gibi, soğuk savaş yeni bitmiş gibi şehirler, kasaba ve boş kalmış viraneye dönmüş köyleri görebilirsiniz.
Malûm ülkede sanayi veya herhangi bir gelir olmadığı için, Türkiye den gelen kărd zampara takımına hitap eden türden, restorant-otel ve kumarhaneleri her sokakta kolaylıkla bulabilirsiniz.
Hıngal yemeği hariç hiç bir mutfak kültürü olmayan Gürcü'nün ekmeği ve patatesi kimyavi gübre olmadığı için çok lezizdir. Legal veya illegal yönden ülkemize sokulan; kaz-bal-tereyağı vs. Ne olduğu belirsizdir.
Sigara ve alkollün bol olduğu, bolca tüketildiği Gürcü'de bu doğrultuda her marka alkol, sigara bulabilirsiniz.
Sigara iki karton, alkol bir litre yasal hakkınız vardır, alabilirsiniz. Yalnız, dönüşte Gürcü memurları tonla sigara, alkol alsan sorun etmezken, Türk tarafı memurları keyfi olarak o hakkınızı da elinizden alabilir, buna da dikkat etmelisiniz.
"Gitti-battı"
Türkiye'den Gürcistan'a giden bin-gitmeyen bir pişman.
Kapıdan yoğunlukta Kayseri, Mersin, Rize, Trabzon ve azda olsa Iğdır plakalı Tırlar geçiş yapıyor. Gürcistan İran arası transit geçiş yapan, katı petrol ürünü taşıyan 56 model İran tırlarının kirliliği de cabası.
Hafta sonu tam curcuna yaşanıyor kapının Gürcü tarafında...
Memurundan-amirine, çiftçisinden-patronuna kadar aracına yakıt alma telaşındaki bölge insanını yoğunlukta olduğunu görebilirsiniz.
Gece olunca Gürcü’de kumar ve içkili bayanlı restorantlarda, ürkek-korkak, içki içen, batmış-bitmiş, yanındaki gürcü bayanın egemenliği altında kalmış, ezik insanları bulabilirsiniz.
Uzun lafın kısası, Aktaş Sınır kapısı, ahhtaș sinir kapısına dönüşmüş.
Bölge de birçok insan sermayesini Gürcistan'da fuhuş ve kumarhanelerde kaybetmiş.
Ülkede, Sinekten yağ çıkaran vergi anlayışı, burnumuzun dibinde yakıtı, sigara ve alkolü yarı fiyatına verirken, insanlar bu vesileyle Gürcü ye gitmiş, kar ederim derken zararın da zararını etmiş, batmış-bitmiş.
ahh sinir kafa
ANALİZ
Suat İncedere
Yorumlar
Kalan Karakter: