O dönemi yaşayanlar çok ağır bedeller ödemiştir ve dönemle ilgili çok kötü anıları vardır. Anlatılması zordur. 12 Eylül Türkiye’ye ekonomik, siyasal, sosyal çok büyük zararlar vermiştir.
12 Eylül 1980’deki darbe, birçok kişi tarafından kabul edildiği gibi bir hazırlık döneminin ardından gerçekleşmiştir. Özellikle 1977’de Taksim’de yüz binlerce emekçinin katıldığı coşkulu 1 Mayıs kutlamasına The Marmara Oteli’nden sıkılan kurşunlar, 1978 yılında Kahramanmaraş’ta ve 1980 yılında Çorum’da solcu ve Alevi yurttaşlara dönük olarak gerçekleştirilen katliam, darbeye ortam yaratmak amacıyla düzenlenmiştir.
Herkesçe bilinmektedir ki; 12 Eylül döneminde cezaevlerinde kötü davranışlar, işkenceler, ölümler, insan hakları ihlalleri, suçsuz yere tutuklamalar, mağdur etmeler, görevlerine son vermeler, kişilikleri ezerek ortadan kaldırmaya çalışmalar, binlerce insanı acı ve göz yaşı içinde geride bırakmıştır.
Darbenin ardından Anayasa, 1982 yılında yapılan ve aleyhte konuşmanın ve propaganda yapmanın yasak olduğu referandumla, yüzde 92'lik "Evet" oyu ile kabul edilmiştir. Halk oylamasında 'Hayır' oyu kullananlar sandık başında baskı altında tutulmuşlardır. Anayasa'nın çok büyük çoğunlukla kabul edilmesinin tek nedeni de bu değildir. İhtilal öncesi iç savaş ortamı yaratılarak vatandaşların kendi hayatlarından endişe etmesi de etkili olmuştur. Aynı halk oylamasında, Kenan Evren otomatik olarak Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Kabul edilen Anayasa'da bulunan, askerî yönetim üyelerinin ömür boyu yargılanması da engellenmiştir. Darbenin ardından kurulan YÖK, üniversitelerden solcu akademisyenlerin ve öğrencilerin kazınması amacı taşımıştır. Kurulan YÖK, seçimlerde %10 barajı, zorunlu din dersleri, partiler yasası gibi, 12 Eylül Anayasası hala yürürlüktedir.
Vikipedi, özgür ansiklopedi’nin internet sitesinde 12 Eylül darbesinin bilançosu başlıklı yazısından alınan bilgiye göre;
• 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş,• Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılanmış,
• 7 bin kişi için idam cezası istenmiş,
• 517 kişiye idam cezası verilmiş,
• Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asılmış (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı). İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderilmiş,
• 71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılanmış.
• 98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılanmış,
• 388 bin kişiye pasaport verilmemiş,
• 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atılmış,
• 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarılmış,
• 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitmiş,
• 300 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüş,
• 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelenmiş,
• 937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklanmış,
• 23 bin 677 derneğin faaliyeti durdurulmuş,
• 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verilmiş,
• 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istenmiş,
• Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verilmiş,
• 31 gazeteci cezaevine girmiş,
• 300 gazeteci saldırıya uğramış,
• 3 gazeteci silahla öldürülmüş,
• Gazeteler 300 gün yayın yapamamış,
• 13 büyük gazete için 303 dava açılmış,
• 39 ton gazete ve dergi imha edilmiş,
• Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirmiş,
• 144 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüş,
• 14 kişi açlık grevinde ölmüş,
• 16 kişi -kaçarken- vurulmuş,
• 95 kişi -çatışmada- ölmüş,
• 73 kişiye -doğal ölüm raporu- verilmiş,
• 43 kişinin -intihar ettiği- bildirilmiş,
12 Eylül de darbe yapanlar şimdi yargılanarak mahkum olmuş olabilirler. Ancak 12 Eylül zihniyeti; devlet gücünü kullanarak, muhalif unsurları tehdit olarak gördüklerini; korku salarak, tehdit ederek, ötekileştirerek, ayrımcılık ve baskı yaparak, adam kayırarak, iftira ederek, yalan söyleyerek sindirme politikası iktidarda hala devam etmektedir.
Gülcan Işık Serbest Muhasebeci Mali Müşavir – Bağımsız Denetçi.