Eskiden, bir gazetenin başarısı tirajıyla ölçülürdü. Sabah bayilerde tükenen gazeteler, yayınevlerine büyük bir gurur kaynağı olurdu. En çok satan gazete olmak ise prestijli bir statüydü. Ancak zamanla medya dünyasında köklü değişiklikler yaşandı. Dijital çağın etkisiyle geleneksel medya, yerini hızla dijital haberciliğe bıraktı. Bu dönüşüm, gazeteciliği ve haberciliği sadece yayınlanma biçimi açısından değil, aynı zamanda haberin nasıl değerlendirildiği konusunda da derinden etkiledi. Artık gazetenin tirajı değil, haberin internetteki tıklanma sayısı, okunma oranları ve paylaşılma düzeyleri ön plana çıkıyor.
Bir haberin etkisi, artık sadece kaç kişi tarafından okunduğuyla ölçülmüyor. İnternette bir haberin aldığı tıklama sayısı paylaşımlarının sıklığı ve aldığı yorumlar, haberin değerini belirleyen ölçütler haline geldi. Gazetecilerin sadece haber yazmakla kalmayıp, aynı zamanda o haberin dijital ortamda nasıl daha fazla kişiye ulaşacağını düşünmek zorunda olduğu bir dönemdeyiz.
Dijital medya, gazeteciliğe yeni fırsatlar sunarken beraberinde birtakım riskler de getirmektedir. Hızla değişen bu medya ortamında, gazetecilerin etik ilkelerden sapmadan tıklanma sayısını artırma çabası medyanın en büyük sınavı oldu.
Okuyuculara düşen görev ise, bu dijital çağda yalnızca dikkat çekici başlıklarla değil, gerçek ve güvenilir içeriklerle ilgilenmektir. Her tıklama doğru ve güvenilir bilginin yayılması anlamına gelmemelidir. Sağduyulu medya tüketicileri olarak, tıklanabilir haberlerin ötesine geçmeli ve gazeteciliğin etik değerlerini ön planda tutan içerikleri aramalıyız.
Sonuç olarak, medya dünyasında tirajın yerini tıklama almış olabilir ancak asıl önemli olan, bu tıklamaların nitelikli ve güvenilir içeriklerle elde edilip edilmediğidir. Dijital dünyada hızla yayılan bilginin doğru ve güvenilir olabilmesi için hem gazeteciler hem medya kuruluşları hem de okuyucular olarak sorumluluk büyük. Gerçek haberciliğin kaybolmaması için yalnızca sayfa görüntülenme sayılarına değil, haberciliğin etik ilkelerine sadık kalmaya odaklanmalıyız.