Türk ordusunun, işgalci Yunan birliklerine karşı başlattığı Büyük Taarruz'un 98 yıl önce 26 Ağustos’ta başladığını açıklayan CHP Ardahan İl Başkanı Yalçın Taştan, Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle 26 Ağustos'ta başlayan ve 30 Ağustos zaferiyle sonuçlanan büyük taarruz ile ilgili Milli Egemenlik Parkında basın açıklaması yaptı.
“100 yıl önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük bir zaferle taçlandırdığı bağımsızlık mücadelesinden hiç geri adım atmayacağız ve 30 Ağustos'ta yurdumuzun her köşesinde halkımızın sağlığını da gözeterek büyük bir coşkuyla kutluyor olacağız” diyen Taştan, “Ülkemizin bağımsız ve müreffeh yarınlarında CHP vardır” dedi.
Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, İl Genel Meclis Başkanı Murat Dalanbay, CHP Hanak Belediye Başkanı Ayhan Büyükkaya, CHP Merkez İlçe Başkanı Kadir Sinan Onay ve partililerin hazır bulunduğu basın açıklamasında, Başkan Taştan şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu yolunda, emperyalist güçlere karşı verdiğimiz bağımsızlık mücadelesinin zafere yürüdüğü en önemli günlerden birisidir. Bugün bağımsızlığımıza ve özgürlüğümüze kast edenlere karşı bir halkın geleceğine topyekûn sahip çıktığı mücadelenin taçlandığı gündür. 98 yıl önce bugün 26 Ağustos 1922’de büyük zaferlerimizin ilk adımı atılmıştır. Bugün ülkemizin tam bağımsız, özgür, demokratik, halkçı ve laik bir ülke olarak yürüyüşü mücadelemizde aynı kararlılıkla buradayız ve burada olmaya devam edeceğiz. Büyük Taarruz ‘un 98'inci yıl dönümünü kutluyor, ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz. Emperyalizme karşı, gün konulan irade bugün de yolumuzu aydınlatıyor. Bugün de ekonomiyle tarımıyla, sanayisiyle güçlü; işçisi memuru, çiftçisiyle mutlu bir ülke mücadelemizi bu iradenin ışığıyla sürdürüyoruz.
Büyük Taarruz ‘un 98 Yıl Dönümünde ekonomik bağımsızlığımız her zamankinden daha çok tehdit altındadır. Ekonomide izlenen hatalı politikaların ve iktidarın kurduğu düzenin sonucunda çıkan buhranının ağır faturası vatandaşlarımızın sırtına yüklenmekte, ekonomik bağımsızlığımız günden güne kaybedilmektedir Bu yükü en çok omuzlayan kesimlerden biri de kuskusuz çiftçilerimizdir, hayvancılıkla geçin an yurttaştanızdır.
Paramızın değerini yitirmesi nedeniyle gübre, ilaç, tohum, mazot giderler hızla artarken, çiftçilerimiz yeterince desteklenmemektedir. Son 14 yılda, devletin çiftçimize Tarım Kanunu geri ödemesi gereken 175 milyar TL'lik destek ödenmemiştir. Bu, devletin her bir çiftçi ailesine 80 bin 750 lira borçlu olduğu anlamına gelir. Diğer taraftan, özellikle son birkaç yıldır hasat zamanı açılan ithalat kapılarıyla çiftçilerimizin malının değeri pula dönmüştür. Şimdi de sarayın aldığı son kararla Türkiye, Venezuela’dan peyniri vergisiz ithal edecektir. Trakya'daki, Ezine'deki, Ardahan'daki peynir üreticileri dururken, Saray yönetimi Türkiye'deki çiğ süt üreticisi yeriniz, Venezuela'nın üreticisine destek vermekte, yabancı üretici için yeni imkânlar sağlanmaktadır. 200'e yakın peynir çeşidi zenginliğiyle adeta bir peynir cenneti olan, dünya genelinde peynir üretiminde ilk onun içerisindeki ülkemiz çiftçileri dururken Venezuela çiftçilerinin üretimi tercih edilerek, ne kadar yerli ve milli olduklarını, bağımsızlıktan ne anladıklarını da bir kez daha göstermişlerdir.
(Nitekim Türkiye'deki yerel seçimlerden önce 25 kuruşa çıkarılan süt destekleri, seçimler sonrasında 10 kuruşa indirilmiş, ardından da 15 kuruşa çıkarılmıştır. Girdi fiyatları sürekli artarken, artırılması gereken destek, sut üreticisinin cebinden kepçeyle alınmış, sonra damlalıkla ancak bir kısmı geri verilmiştir. Sarayın bir başka kadın ile Venezuela'dan vergisiz ayçiçeği ithalatının da kapısı aralanmıştır. CHP, “Ayçiçeğinde 3,5 lira toptan fiyat ve 75 kuruş prim ödemesi üreticinin maliyetini anca karşılar. Bu fiyatlar ve fazlası verilmelidir" derken, Saray hükûmet Venezuela’dan vergisiz ayçiçeği ithalatının önünün açmıştır. Öyle görünmektedir ülkemiz, geçen yıl olduğu gibi bu yıl de dünyada ayçiçeği ithalatında birinci olacaktır.)
Biz CHP olarak, Saray yönetiminin bu ülkenin çitçisini ezerken başka ülkelerin çiftçisini desteklemesinin nedenini öğrenmek, tek adam rejimi altında etilen, ekonomisinde ciddi sıkıntılar ve gıda kıtlığı yaşayan Venezuela'ya olan bu muhabbetin sebebini bilmek istiyoruz. Ülkemizdeki Saray rejiminin artık ülkeyi yönetme kabiliyetinin kalmadığı ortadadır. Türkiye yönetilmemekte, Türkiye savrulmaktadır. Saray ve ahalisi, ekranlardan her gün pembe tablolar çizmekte, fakat bu pembe tablolar milletimizin mutfağındaki bos tencereyi doldurmamaktadır. Yitirdiğimiz bağımsızlığımız Türkiye'yi emperyal güçlere teslim etmekte, egemen güçler arasında oradan oraya savurmaktadır.
Güzel ülkemiz, bereketli topraklarıyla, olağan anüstü konumuyla, genç nüfusuyla büyük bir potansiyele sahiptir. Milletin derdini çözmeye kararlı ehil bir kadroyla, doğru bir ekonomi programıyla, hukuk devletini ve kuvvetler ayrılığını güçlendiren çağdaş bir parlamenter demokrasiyle, vatan taşını kucaklayan, hiç kimseyi açıkta bırakmayan, çocukların yatağa aç girmesine müsaade etmeyen güçlü bir sosyal devlet anlayışıyla tüm sorunların üstesinden geleceğiz. 98 yıl önce kazandığımız bağımsızlığımızı mutlaka yeniden kazanacağız. Ve işte bu inançla, bu azimle bundan neredeyse 100 yıl önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük bir zaferle taçlandırdığı bağımsızlık mücadelesinden hiç geri adım atmayacağız ve 30 Ağustos'ta yurdumuzun her köşesinde halkımızın sağlığını da gözeterek büyük bir coşkuyla kutluyor olacağız. Ülkemizin bağımsız ve müreffeh yarınlarında CHP vardır.”
“100 yıl önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük bir zaferle taçlandırdığı bağımsızlık mücadelesinden hiç geri adım atmayacağız ve 30 Ağustos'ta yurdumuzun her köşesinde halkımızın sağlığını da gözeterek büyük bir coşkuyla kutluyor olacağız” diyen Taştan, “Ülkemizin bağımsız ve müreffeh yarınlarında CHP vardır” dedi.
Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, İl Genel Meclis Başkanı Murat Dalanbay, CHP Hanak Belediye Başkanı Ayhan Büyükkaya, CHP Merkez İlçe Başkanı Kadir Sinan Onay ve partililerin hazır bulunduğu basın açıklamasında, Başkan Taştan şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu yolunda, emperyalist güçlere karşı verdiğimiz bağımsızlık mücadelesinin zafere yürüdüğü en önemli günlerden birisidir. Bugün bağımsızlığımıza ve özgürlüğümüze kast edenlere karşı bir halkın geleceğine topyekûn sahip çıktığı mücadelenin taçlandığı gündür. 98 yıl önce bugün 26 Ağustos 1922’de büyük zaferlerimizin ilk adımı atılmıştır. Bugün ülkemizin tam bağımsız, özgür, demokratik, halkçı ve laik bir ülke olarak yürüyüşü mücadelemizde aynı kararlılıkla buradayız ve burada olmaya devam edeceğiz. Büyük Taarruz ‘un 98'inci yıl dönümünü kutluyor, ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz. Emperyalizme karşı, gün konulan irade bugün de yolumuzu aydınlatıyor. Bugün de ekonomiyle tarımıyla, sanayisiyle güçlü; işçisi memuru, çiftçisiyle mutlu bir ülke mücadelemizi bu iradenin ışığıyla sürdürüyoruz.
Büyük Taarruz ‘un 98 Yıl Dönümünde ekonomik bağımsızlığımız her zamankinden daha çok tehdit altındadır. Ekonomide izlenen hatalı politikaların ve iktidarın kurduğu düzenin sonucunda çıkan buhranının ağır faturası vatandaşlarımızın sırtına yüklenmekte, ekonomik bağımsızlığımız günden güne kaybedilmektedir Bu yükü en çok omuzlayan kesimlerden biri de kuskusuz çiftçilerimizdir, hayvancılıkla geçin an yurttaştanızdır.
Paramızın değerini yitirmesi nedeniyle gübre, ilaç, tohum, mazot giderler hızla artarken, çiftçilerimiz yeterince desteklenmemektedir. Son 14 yılda, devletin çiftçimize Tarım Kanunu geri ödemesi gereken 175 milyar TL'lik destek ödenmemiştir. Bu, devletin her bir çiftçi ailesine 80 bin 750 lira borçlu olduğu anlamına gelir. Diğer taraftan, özellikle son birkaç yıldır hasat zamanı açılan ithalat kapılarıyla çiftçilerimizin malının değeri pula dönmüştür. Şimdi de sarayın aldığı son kararla Türkiye, Venezuela’dan peyniri vergisiz ithal edecektir. Trakya'daki, Ezine'deki, Ardahan'daki peynir üreticileri dururken, Saray yönetimi Türkiye'deki çiğ süt üreticisi yeriniz, Venezuela'nın üreticisine destek vermekte, yabancı üretici için yeni imkânlar sağlanmaktadır. 200'e yakın peynir çeşidi zenginliğiyle adeta bir peynir cenneti olan, dünya genelinde peynir üretiminde ilk onun içerisindeki ülkemiz çiftçileri dururken Venezuela çiftçilerinin üretimi tercih edilerek, ne kadar yerli ve milli olduklarını, bağımsızlıktan ne anladıklarını da bir kez daha göstermişlerdir.
(Nitekim Türkiye'deki yerel seçimlerden önce 25 kuruşa çıkarılan süt destekleri, seçimler sonrasında 10 kuruşa indirilmiş, ardından da 15 kuruşa çıkarılmıştır. Girdi fiyatları sürekli artarken, artırılması gereken destek, sut üreticisinin cebinden kepçeyle alınmış, sonra damlalıkla ancak bir kısmı geri verilmiştir. Sarayın bir başka kadın ile Venezuela'dan vergisiz ayçiçeği ithalatının da kapısı aralanmıştır. CHP, “Ayçiçeğinde 3,5 lira toptan fiyat ve 75 kuruş prim ödemesi üreticinin maliyetini anca karşılar. Bu fiyatlar ve fazlası verilmelidir" derken, Saray hükûmet Venezuela’dan vergisiz ayçiçeği ithalatının önünün açmıştır. Öyle görünmektedir ülkemiz, geçen yıl olduğu gibi bu yıl de dünyada ayçiçeği ithalatında birinci olacaktır.)
Biz CHP olarak, Saray yönetiminin bu ülkenin çitçisini ezerken başka ülkelerin çiftçisini desteklemesinin nedenini öğrenmek, tek adam rejimi altında etilen, ekonomisinde ciddi sıkıntılar ve gıda kıtlığı yaşayan Venezuela'ya olan bu muhabbetin sebebini bilmek istiyoruz. Ülkemizdeki Saray rejiminin artık ülkeyi yönetme kabiliyetinin kalmadığı ortadadır. Türkiye yönetilmemekte, Türkiye savrulmaktadır. Saray ve ahalisi, ekranlardan her gün pembe tablolar çizmekte, fakat bu pembe tablolar milletimizin mutfağındaki bos tencereyi doldurmamaktadır. Yitirdiğimiz bağımsızlığımız Türkiye'yi emperyal güçlere teslim etmekte, egemen güçler arasında oradan oraya savurmaktadır.
Güzel ülkemiz, bereketli topraklarıyla, olağan anüstü konumuyla, genç nüfusuyla büyük bir potansiyele sahiptir. Milletin derdini çözmeye kararlı ehil bir kadroyla, doğru bir ekonomi programıyla, hukuk devletini ve kuvvetler ayrılığını güçlendiren çağdaş bir parlamenter demokrasiyle, vatan taşını kucaklayan, hiç kimseyi açıkta bırakmayan, çocukların yatağa aç girmesine müsaade etmeyen güçlü bir sosyal devlet anlayışıyla tüm sorunların üstesinden geleceğiz. 98 yıl önce kazandığımız bağımsızlığımızı mutlaka yeniden kazanacağız. Ve işte bu inançla, bu azimle bundan neredeyse 100 yıl önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük bir zaferle taçlandırdığı bağımsızlık mücadelesinden hiç geri adım atmayacağız ve 30 Ağustos'ta yurdumuzun her köşesinde halkımızın sağlığını da gözeterek büyük bir coşkuyla kutluyor olacağız. Ülkemizin bağımsız ve müreffeh yarınlarında CHP vardır.”
Ekibe bak çay demle...işiniz gücünüz laf ebeliği yapmak...sizden ne bu ile ne de memlekete hayır gelir..