Bay Atalay’ın gazetenize yaptığı açıklamaları partimize yönelik bilgi kirliliği olmasından kaynaklı cevap hakkımız doğmuş ve açıklamalarını yanıtlama ihtiyacı oluşmuştur diyen HDP’li Koç, yaptığı yazılı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Yaptıkları bilgi kirliliği ve yarattıkları algı operasyonları ile üç dönem iktidarlaşmada ustalaşan AKP’nin Ardahan ilimiz temsilcisi Bay Orhan Atalay, ustalarından öğrendiklerini ilimizde uygulamaya çalışmaktadır. Türkiye halklarının ülke genelinde olduğu gibi Ardahan özelinde de 7 Haziran seçimlerinde ülkeyi yönetenlerin hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluklarına son vermek için bu gidişata son verme temelinde iradelerini sandıkta göstermişlerdir.
Bu bağlamda AKP ve milletvekili adayı ilimizde bir önceki seçimde aldığı oyların yaklaşık % 50 sini kaybetmiştir. Ardahan halkı iktidar çevrelerinin yaptıkları hırsızlık ve yolsuzluklara dur diyecek oluşumun HDP olacağı yönünde iradesini sandıkta göstererek HDP’ yi Ardahan’da birinci parti konumuna getirmiştir. 7 Haziran seçimleri sonrası hırsızlık ve yolsuzluklarından dolayı seçim yenilgisine uğrayan AKP ve ilimiz sözcüsü Bay Atalay, genelde ülkede, özelde Ardahan ilimizde 7 Haziran öncesi partisi ve kendisinin yetmezlik ve başarısızlığını 7 Haziran sonrası kendisi ve partisinin başlattığı ortamla kapatma çabası içerisine girmiştir.
Bay Atalay, 7 Haziran öncesi bir barış ve müzakere süreci olmasına rağmen ve çatışmaların olmadığı bir ortamda sen Ardahan’da yaklaşık %50 oy kaybını bize açıklar mısın? Bu başarısızlığını ne ile ifade edeceksin. Senin hırsızlık ve yolsuzluk yapmadığını biliyoruz. Ama mensubu olduğun partinin mensuplarının hırsızlık ve yolsuzluklarının bir payı olmadığını söylüyorsan o zaman sen de onlara ortaksın. 7 Haziran yenilgisini 7 Haziran sonrası ile açıklaman anlaşılır değildir.
Bay Atalay’ın açıklamalarına geçmeden önce bir şeyi ifade etme ihtiyacı duyuyorum. Bay Atalay, sizinde bildiğinizi sanıyorum. Dedeleriniz 1550’li yıllarda Kiğı’dan Göle’ye gelir. Dedeniz Yakup oğlu Kürt Mehmet Bey, Göle’nin 45 köyünü şenlendirmek üzere Erzurum Eyaleti paşası fermanı ile yöreye bey tayin edilir. O tarihten bu yana sistemle iç içe yaşayan ve yöreyi yöneten bir aileden geliyorsunuz. O tarihte Göle sancaktır.
Göle ile birlikte sancak olan, hatta Göle’den sonra sancak olan Kars ve diğer sancaklar şimdi birer vilayettirler. Göle neden halen köy halinde bir kasabadır? Göleliler bunu biliyor, sizde biliyorsunuz, bunu Gölelilere birde siz açıklayabilir misiniz? Örneğin aileniz milletvekillerinden biri tarafından Erzurum’a terk edilen, Göle’nin 14 orman köyünü nasıl Erzurum iline bıraktığını, İl sınırı levhasının niçin Göle ilçesi sınırlarına dikildiğini senden dinleyelim mi?
Örneğin Göle Ormanlarının kerestesinin niçin Göle’de değil de Kayseri’de, Bursa’da işlendiğini Göle halkına açıklamayı neden erteliyorsunuz? Halkın diliyle soruyorum. Göle İnekhanesi 200 kişi yani iki yüz aileyi geçindiriyordu. Şimdi bunu kimler paylaşmış bu konuda neden hiç sesiniz çıkmadı? Milletvekili olarak hep sınıf arkadaşlarınızı il müdürü olarak Ardahan’da görmek istediniz. Getirdiğiniz İl müdürlerinden birinin komşu ülkelerde BOTAŞ hattında metrekaresi 30 lira olan toprak bedeli neden Ardahan ilimizde 70 kuruş ile 120 kuruş olduğunu hiç merak edip sorma gereği duydunuz mu?
Ardahan milletvekili olarak Ardahanlıların sorunlarını mecliste bir kez olsun dile getirdin mi? Ardahan Üniversite öğrencileri yurt ve ev sorunu yaşarken sizin parti mensubu belediyesinin bu çocuklardan bir aylık yurt bedeline denk düşen bir minibüs ücreti aldığı yönünde bu öğrencilerin sorunlarına yanıt aramayı hiç düşündünüz mü? Kura nehrinin debisinin Çoruh nehrine dökülmesi projesi Ardahan ovasını çölleştirecektir. Bu projeyi durdurma yönünde bir girişimde bulundunuz mu? Yoksa hırsızlık ve yolsuzluk bataklığına gömülmüş AKP’lileri kurtarma çabanızdan Ardahan sorunları ile uğraşacak zamanınız yok mu?
Size sorulacak çok soru var ne yazık ki sayfalar yetmediğinden soramayacağım.
Şimdi Bay Atalay’ın açıklamalarına dönelim. Bay Atalay’ın açıklamaları iki şekilde yorumlanabilir. Bay Atalay ya üç maymunu oynuyor ya da toplumda bilgi kirliliği oluşturarak algı yaratmaya çalışıyor.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Bay Atalay açıklamasında “ 7 Haziran seçimleri sonrası HDP’nin söylemleri çözüm sürecini sekteye uğrattı” demektedir.
El insaf! Bay Atalay. 7 Haziran öncesi tarlada olmadığınızı da biliyoruz. Nasıl olmuşta haberiniz olmamış. Bakanınız Yalçın Akdoğan 21 Mayıs 2015 günü “ Bizim özellikle şunu söylememiz lazım: HDP’ye oy veren insanlar, HDP’nin barajı geçmesi halinde AK PARTİ güç kaybederse, Çözüm Süreci falan kalmaz” demektedir. (Hürriyet 21 Mayıs 2015)
Yine aynı bakan 8 Haziran günü “HDP bundan sonra çözüm sürecinin ancak filmini yapar.”diyor. (Hürriyet 8 Haziran)
28 Şubat 2015 günü yapılan Dolmabahçe görüşmelerinde ortaklaşa mutabakata varılan bu temelde her konuda kendisine başvurulan ve uzlaşmayı sağlayan Cumhurbaşkanı görüşme sonrası yapılan anketlerin önüne gelmesi ile AKP oylarının %40’ların altına düşmesini ve Kürt oyların HDP’ye geçtiğini görünce milliyetçi oylara yönelmek için “ Dolmabahçe de ortak görüntü yanlıştı.” (Aktif Haber 29 Mayıs 2015) 18 Haziran günü ise “ Dolmabahçe mutabakatını tanımıyorum.”demektedir.
Cumhurbaşkanı R. Tayip Erdoğan “Çözüm süreci buzdolabındadır” diyor. ( 11 Ağustos 2015 Sabah gazetesi)
Aynı partinin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu “ 10 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı yerine Başkanı seçmiş olsaydık, Türkiye bugün ki kaosu yaşamayacaktı” (16 Ağustos 2015 mynet.com) demektedir.
Bu açıklamalar kimlerin çözüm sürecini sekteye uğrattığını açıklamaktadır. Yorumu kamuoyuna bırakıyor ve Ardahan’a dönmek istiyorum.
12 Temmuz 2015 Göle. Günlerce Erzurum Şenkaya ilçesi sınırları içinde bulunan alana Göle Belediyesine ait 1970 model kamyonu orman alanına gönderip kaçak odun taşımasını sağlayarak orada bulunan gerillaları tahrik etme planı hakkında Bay Atalay sizin katkınız neydi? Erzurum sınırları içine giren bir alanda Erzurum valiliğinden önce Askeri operasyon kararını Ardahan valisine yaptırmanız da ki katkılarınızın nedeni 1 Kasım seçimi için miydi? AKP 7 Haziran seçimlerinde Erzurum’da değil Ardahan’da hezimete uğramıştı. Gölelilerden intikam almak için mi Erzurum valiliğinin yapacağı operasyonu Ardahan valisine yaptırdınız.
Sivil minibüsü askerlere taratarak Kamber Amcanın katledilmesinden bir gün önce bu tür olayların yaşanacağı size bildirilmesine rağmen neden Askeri operasyonun durdurulması yönünde tek bir girişiminiz olmadı? Kamber Amcanın cenazesinde o ilçenin seçilmiş bir çocuğu olarak neden bulunmadınız? Bu konuda neden tek bir şey söylemediniz? Diliniz mi tutulmuştu yoksa bu olanlar sizin planlarınız mıydı?
Terör olaylarından kaynaklı Cizre’de 12000 nüfusun göç ettiğinden bahsediyor Beyefendi. Sen bırak Cizre’yi, Mensubu olduğun partinin iktidar olduğu dönemde Ardahan’dan 33 000 kişi göç etmiş.(Kaynak: Türkiye İstatistik Enstitüsü) Sen bu göç eden Ardahanlıların göç nedenini açıklasana.Konu Ardahan sorunları olunca dilin mi tutuluyor. Sen bu insanların ailelerinden kopup göçmen olma nedenlerinden bahsetsene.
DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ
Bay Atalay yaptığı açıklamada “ Türkiye’de düşünce özgürlüğünün ileri bir derecede olduğunu” söylüyor. Yazıklar olsun. Havuz medyası dışında baskı altında olmayan tek bir medya kaldı mı? Ahmet Hakan’a yapılan çirkin saldırı için tek bir kelime konuştu mu?
Ardahan yerel medyasının AKP atanmışları tarafından nasıl bir baskı altında olduklarından haberdar mısınız?
Muhalif tüm medya tehdit altında iken hangi düşünce özgürlüğünden bahsediyor Bay Atalay anlamak mümkün mü?
SİLAHLARIN BIRAKILMASI
Bay Atalay, “HDP yüksek sesle örgüte silahların bırakılmasını söylemeli” diyor. Ben kendisinin kör ve sağır olmadığını biliyordum. Meğer kör ve sağırmış. Eğer ustaları gibi söylemek istemiyorsa internete girdiğinde Eş Genel başkanlarımızın onlarca kez bunu yüksek sesle söylediğini görecektir. Ustaları yalan söyleyebilir. Ama bir diyanet profesörüne yalan söylemeyi hiç yakıştıramıyoruz. Yalan konuşmak dinimizce günahtır.
Bay Atalay “ HDP’ye ilçe başkanlığı yapmış kişinin işyerinde bir ton bomba yapımında kullanılan malzeme yakalandı” diyor. Kurgu onun ya. Göleli de yutacak sanıyor. Be adam bütün Göleli bu adamın büyük bir arazisi olduğunu biliyor ve her yıl tonlarca gübre aldığını da biliyor. Yine bu yıl aşırı yağışlardan dolayı arazilerinin tümünü ekemediklerini Göleliler senden daha iyi biliyor.
Tabi ki Bay Atalay Göle’ye uğramadığı için bilmez bu yıl yağışlardan dolayı ekinlerin ekilemediğini. Yağışlardan dolayı ekemediği arazisi için aldığı gübreyi bir çiftçi ne yapar? Götürüp çöpe atacak değil, en uygun yerde saklayacaktır. Kurgusunu sen yaptığın için böyle yorumlamakta sana düşer. Tıpkı yargının şüpheli diye tutukladığı kişiyi senin suçlu göstermen gibi. Ustaların gibi hem yasama, hem yargı hem de yürütme işini görüyorsunuz. Yürütmeyi burada iki anlamında da kullanıyorum, her anlamda “yürütme”yi siz gerçekten iyi biliyorsunuz.
Bay Atalay “Ardahan en çok kamu yatırım alan ikinci il olmuştur.” demektedir. O diyor Ardahanlı da inanacak sanıyor. Sormazlar mı adama madem o kadar pay alıyorsun tek bir istihdam alanı niye yok. Niye burada doğanlar ailesinden kopmak karnını doyurmak için evini ve sevdiklerini terk edip göçe maruz kalıyor.
Halk artık bildiğiniz sandığınız gibi sürü değildir. Cek- cak lara inanmıyorlar artık.
Bay Atalay eğer Ardahan’a hizmet etme amacın olsaydı, sorunlarla boğulan Ardahan’ın tek bir sorununu en azından dillendirebilirdin.
Siz kendi başınızın çaresine baksanız iyi olur. Çünkü Ardahanlı 1 Kasım’da sizden hesap soracak. Bu sefer seni Yunus Baydar bile kurtaramayacak.