Sivil toplum kuruluşu olan dernekçiliği icra edenlerin gündem oluşturmaları, temsil ettikleri kitlenin tanıtımı ve sorunlarının çözümü açılarından büyük değer taşımaktadırlar.
Bir dernekçinin camiasını hangi platformda, hangi seviyede temsil ettiği, bilimsel ve sosyal çıkarlarını korumak için hangi somut projelere imza attığı, yaratıcılığı ve gayretleri, ile örnek olma kapasiteleri sorgulanması gereken gerçekler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dernekçiliği icra eden yöneticiliklerin görevde bulundukları dönemde tek bir somut projeyi ortaya getiremeyen yönetim kurulları yerine camiası için gurur kaynağı olan, proje üstüne proje üreten ve yorulmak bilmeyen ekiplerin varlığı beklenilen ve arzulanan bir tablo olmalıdır. Ne yazık ki çoğu dernek yöneticileri “Proje nedir, nasıl hazırlanır ve uygulanır?” bilmemekteler.
Genel kabul gören gece ve yemek programlarının dışında icra edilen hizmetlerin olmaması doğal olarak da toplum tarafından yargılanmakta ve dernekçiliğe olan ilgi ve itibari azalmaktadır. Üretken olamayan, proje üretemeyen iktisadi gelir elde edemeyen dernek yöneticilerinin dernek harcamalarını çoğunlukla dernek yöneticilerinin kendi bütçelerinden karşılamaları zaman içerisinde yönetiminde soğumasına ve işlevsiz kalmasına neden olmaktadır.
Sorumluluklarını bilen, icraatlarını profesyonelce ve uygun ortam ve mekanda yapan, yıllık faaliyetlerini ayrıntılı rapor halinde üyelerine sunan, derneklerin toplum tarafından itibar gördüğü ve kurumsallaşmaya gittiğini görmekteyiz.
Dernek yönetim kurullarının faaliyetlerinde üyelerini ne kadar cesaretlendirdiği ve özellikle gençleri dernek yönetimine ne kadar adapte edebildiği önem taşımalıdır. Dernek başkanı olarak seçilen kişilerin her dediğinin olduğu, başkanın egemenliği şeklinde hüküm sürdürüldüğü bir yönetim anlayışı her zaman olumsuz sonuçlar vermeye meyilli olduğu göz ardı edilmemelidir. .
Başkan ve yönetim kurulu üyeleri arasında sevgi ve saygı çerçevesinde derneğin eşit bir üyesi olan dernek başkanı temsil ettiği çevrede bu unvanından dolayı şan şöhret kazanan kişi değil, kendi birikimlerini ve yeteneklerini camiasının hizmetine sunan kişi olarak bilinmelidir.
Bu tüm dernek yönetim kurulu üyeleri için de geçerli olmalıdır. Demokratik bir ortamda faaliyetlerini icra eden, hiçbir kurum ve kuruluşun etkisi altında kalmayan , çok sesliliğin sağlandığı, ortak gaye için yoğun çalışıldığı bir dernek her zaman başarı elde edecektir.
Ayrıca, huzursuz bir ortamda başka egemen güçlerin etkisi altında kalan, çalışma huzuru bulamayan bir derneğin başarılı olması mümkün değildir. Dernek yöneticileri sosyal sorumluluk sahibi, paylaşımcı ve özverili olmalı. Toplumun algılarını, eleştirilerini dikkate almalı “ben yaptım oldu” mantığı ile hareket etmemelidir. Yöneticiler eşit sorumluluk üstlenmelidir.
Sadece toplantıdan toplantıya gelmekle iyi bir yönetici olduğu manasına gelmemelidir. Dernek Başkanının toplum içerisindeki güvenirliği, liderlik vasfına sahip olması, ilkeli ve objektif olması, siyaset üstü bir konuma sahip olması, yönetim içerisindeki saygınlığı, kanun yönetmelik ve özellikle dernek tüzüğüne hakim olması, üretken, proje hazırlayabilen veya yönlendirmeyi başarabilen bir konuma sahip olması derneğin başarısının önemli bir basamağıdır.
Güçlü bir dernek sayıca kalabalık olan dernek değil, çalışmalarında bilimi ve düşünceyi ön plana çıkaran şefkatli, birleştirici, sadakatli, ciddiyeti ve saygınlığı benimseyen, hedeflerinin büyük, gerçekleştirdiklerinin ise kendileri tarafından hayal bile edilemeyecek kadar ileri olandır. .
Tuncer Dağ- MALİ MÜŞAVİR (STK UZMANI)
ÇILDIR
02 Şubat 2015 - 11:19
Güçlü Bir Dernek Sayıca Kalabalık Olan Dernek Değildir
Dernek: Kazanç paylaşma dışında, belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturulan kişi topluluklarıdır.
ÇILDIR
02 Şubat 2015 - 11:19