Nejdet KANBİR
1960’lı yılların ilk yarısı, yılını tam tespit edemedim. ŞADİ adında bir Üsteğmen rütbeli asker, sınır komutanı. Büyük ihtimalle Doğruyol Sınır Birliğinin veya Başköy Hudut Karakolunun komutanı.
Altında beyaz atı, atını takip eden iki beyaz iti ile gün boyu sınırları dolaşıp, Mingöller’de, Kaçak Bulak’ta, çobanlara her rastladığında kızan adam. Niye kızıyormuş biliyor musunuz? “Niye sınıra gidip hayvanları sınırlarda otlatmıyorsunuz?” diye kızıyormuş.
Ve bu Üsteğmen, hem Mingöller (Bingöller) bölgesinde ve hem Kara Güney bölgesinde, o zamanki SSCB, şimdiki Gürcistan sınırındaki, Türkiye tarafına olan girintileri, Türkiye lehine düzeltilmesi hususunda mücadele etmiş, halkın, yaylacıların, fiilen buraları kullanmasını, ot biçmesini, hayvan otlanmasını sağlamış ve sonunda sınır çizgileri onun arzuladığı yerden sabitlenmiş; Toprak kazanmış.
Mingöller bölgesindeki durumu köylülerimden yeni dinledim. Kara Güney bölgesindekini ise babam bana 1973-74 yıllarında gösterdi.
Eski hudut çizgisi Kara Güney’in sırtındaki düzlüğün güneyinde iken, köylülerimize ot biçtirmiş, sorun çıkmış, protokol yapılmış ve 350-400 Mt kuzeyden yeni çizgi atılmış. Kotan denilen büyük çift ile atılan çizgiler, kanallar hala yerli yerinde durmaktadır.
Gelelim günümüze: Ardahan sınırları boyunca, Ermenistan-Gürcistan sınırlarımız kamera sistemiyle korunmak isteniyor. Buna hepimiz seviniyoruz. Gelin görün ki, Mingöller denilen mevkide, (Çıldır Karakale 105/403 nolu parsel) 551 hektarlık bir yer, kamera sisteminin kurulmak istenen noktalarının doğu tarafında, Gürcistan tarafında bırakılarak yapılmak isteniyor.
Buraya BATAKLIK deniyor! Kim karar veriyor? Bataklık olan yerler terkedilebilir vatan toprakları vasfında mı kabul ediliyor? Ve niye bu parsel yayla veya mera vasfında kayıtlı değil?
Böyle, BATAKLIK nitelikli bir toprağımız yoktur. Burası sucul bir alandır ve yer yer geçit zorluğu olabilir, olsa da bu ülke, bu devlet o alanları geçmesini bilebilir. Kaldı ki hudut boyunda devriye yolu ve kuru alan mevcut iken, şüphe uyandıracak tarzda idarecilere yanlış bilgi ve hatta alakasız noktaların videolarının verildiğini görmüş olmanın üzüntüsünü kamuoyu ile paylaşmak istiyorum.
SORUYORUM: Eğer doğru ise, Kakaç ve Doğruyol yaylalarının denk geldiği sınırlarda da sınıra uzak bölgelere kamera kurulumu yapılacak şekilde kanal açılıyor imiş, peki buralar da da bataklık mı var?
Atalarımız ne demiş; Su Akar Kum Kalır. Evet, biz isteriz ki yanlış bilgi ve yönlendirmeler ile hatalı kararlar alınmasın ve günü kurtarmak için oyalayıcı cümlelerle toplum aldatılmasın.
Şu sözü verebilirim: Bu sistem kurulur da bu alanlar yaylacılık için yasak hale gelir ise, biz bu yasakları delmek için her türlü ‘riski’ göze alacak, bu ‘suçu’ her fırsatta işleyeceğiz.
Osmanlı da bırakıp gitmişti; dedelerimiz gitmedi. Bölgenin kaderiyle ilgili karar vericiler de bir gün güzel makamlar alıp gidebilirler; biz burada olmaya devam edeceğiz.
Yaşıyorsan sıhhat, afiyet dilerim, yaşamıyorsan RUHUN ŞAD OLSUN ŞADİ ÜSTEYMEN!
GELECEK YAZI: “VE BİR MAHLUK’
Şeyh Şamil atanın dediği gibi geçmişini bilmeyen atasını ne bilsin kültürel değerlerine sahip çıkanların sayısının artması dileğiyle yüreğine sağlık abim.
bu konun içişleri Bakanlığı tarafından derhal düzeltilmesi lazim böyle ***lık olamaz ayıptır yazıktir günahtır sınır namustur terkedilemez.
Sonsuz teşekkürler abiciğim;rnBizlere köylün olarak düşen vazife ne ise söylemen yeterli.Selamlar Saygılar
Abi yüreğine kalemine sağlık
Teşekkür bir borç bilirim nejdet abi sagol