Bir de parti yöneticilerinin ve partililerin söyledikleri...
Bakmayın siz Kılıçdaroğlu'nun 'darbelere karşıyım, tankın üstüne çıkarım!' demesine... Kılıçdaroğlu gerçekte tıpkı Hitler kılıklı eski milli şefi gibi düşünüyor darbe konusunda. Yani, 'Şartlar olgunlaştığında darbenin kaçınılmazlığına ve gerekliliği'ne iman ediyor. O yüzden darbeyle devrilen siyasileri eleştirmeyi farz biliyor. Tıpkı rahmetli Menderes suçlamalarında olduğu gibi... Kılıçdaroğlu'na göre de darbelerin müsebbibi siyasilerdir, iktidardaki sivil yöneticilerdir... Kılıçdaroğlu'nun Mısır'daki SİSİ darbesini bir biçimde arkalayan sözleri geçmişteki CHP'lilerin Menderes için söylediklerinin zihniyet olarak tıpkısının aynısıdır. İşte o sözler: 'Demokrasinin sandıktan ibaret olduğunu zannedenler umarım yanıldıklarını anlarlar.' Menderes devrildiğinde CHP'liler büyük bir sevinç gösterisi yapmışlardı. Tankların neredeyse üstüne çıkmışlardı sevinçten. CHP'nin 'tankın üstüne çıkarız!' retoriğinin tarihsel karşılığı olduğu gibi güncel karşılığı da var elbet. Mısır bu güncel karşılığın calib-i dikkat bir örneği işte! CHP'nin darbeci ve eli kanlı SİSİ hayranlığı olayın ilk anlarında kendini gösterdi. CHP'nin Prof. Dr titrini taşıyan PM üyesi Gaye Usluer sıcağı sıcağına CHP'nin o darbesever genlerini apaçık ortaya döken şu sözleri sarfetti attığı tweetle: 'Seçimle geldik diye kafa tutan MURSİ 3 günde gitti. Demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını anlayabildi mi?' Bir başka CHP'li yönetici Umut Oran ise aynen şöyle dedi: 'Mısır'daki gelişmeler çok önemli. Demokrasinin sadece sandıkla olmadığının göstergesi. Tüm siyaset kurumları ders çıkartmalı.' Kılıçdaroğlu'nun da, Usluer'in de, Oran'ın da hedefinde Mursi'nin şahsında Başbakan Erdoğan vardı. Onlara göre ders alması gereken asıl kişi Erdoğan'dı. Nitekim ulusalcı bir televizyon kanalı MURSİ'nin devrildiğini büyük bir sevinçle şu sözlerle duyuruyordu: 'Mısır'ın Tayyib'i devrildi.' İP'çi ulusalcı tepki ile CHP'nin tepkisi zihniyet olarak birebir aynıydı... Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP'li tüm yöneticilerin Mısır'da darbe olduğunda akıllarına gelen ilk şeyin siyaset kurumunu kötülemek olması hiç kuşkusuz CHP'nin o darbeci genleriyle alakalı bir durum... Nedense hiçbiri darbenin bizatihi kendisine karşı çıkmadı. Hiçbir gerekçenin darbeyi haklı kılmayacağını çıkıp söylemedi. Başbakan Erdoğan'ın da dediği gibi CHP darbesever bir partidir. Türkiye'deki bütün darbelerin arkasında CHP vardır. CHP sandıktan iktidar devşiremeyeceğini anladığı için şimdi de terörü arkalamaya çalışıyor. Sokaktaki terörün doğrudan arkasında duruyor. Ne arkasında durması, bizatihi önünde duruyor ve içinde boy gösteriyor! Gezi olayları dolayısıyla etrafı yakıp yıkan, can ve mal emniyeti kadar demokrasimizin selametini de tehlikeye düşüren terör eylemlerinin hem önünde, hem arkasında duran CHP bu eylemlerin 'diktatörlüğe' ve 'faşizme' yönelik meşru hak arama eylemleri olduğu iddiasının da sahibi olarak duruyor karşımızda. Oysa 'diktatörlük' de, 'faşizm' de denilince akla bu ülkede CHP gelir. CHP'nin o tek parti dönemi kaskatı bir diktatörlük ve faşizm dönemidir. O geçmişe övünçle sahip çıktığını söyleyen Kılıçdaroğlu 'diktatörlük' ve 'faşizm' üzerinden bir kere konuşması bile caiz değildir. Başbakan için 'eli kanlı' diyen Kılıçdaroğlu doğrusu çok ayıp ediyor. 'Eli kanlı diktatör' arıyorsa kendi geçmişine baksın. O acımasız diktatörlük dönemlerindeki katliamları hatırlatmamıza gerek yok sanırım. CHP 'eli kanlı diktatör' arıyorsa Baasçı partnerlerine baksın. Saraylarında ittifak ve destek fotoğrafları çektirdiği Beşşar Esad'a mesela. Mısır'da arka çıktıkları eli kanlı diktatör SİSİ'ye... Kılıçdaroğlu Başbakan'ın bu 'terörü arkalama' siyasetine yönelttiği haklı eleştirilerine bizi şaşırtmayan bir üslupla yanıt vermiş. Ankara'da polis merkezlerine yönelik terör saldırısının Başbakan'ın bir tertibi olduğundan tutunuz da El Kaide militanlarının Türkiye'den eğitilip Suriye'ye gönderildiğini iddia eden bir sürü hezeyan... Pek tabii 'Hitler' yakıştırmasını da unutmamış! Kılıçdaroğlu bu işte! CHP'nin bazı sol terör örgütlerine nasıl arka çıktığı ayan beyan ortada. İşin gerçeği şu: CHP terörü 'tek parti dönemi'nde devlet eliyle uygulardı. Şimdi ise sokaktan iktidar devşirmek için terörle yoldaşlık ilişkisine girmiş bulunuyor!
ÇILDIR
24 Eylül 2013 - 09:13
Darbesever CHP'nin terörle yoldaşlığı
CHP'nin darbeseverliği sır değil. Buna bir de terörseverlik eklendi.Bu bir suçlama değil, apaçık bir gerçeklik.Kılıçdaroğlu CHP'sinin darbe karşıtlığı retorikten öteye geçmiyor. Bizzat buna Kılıçdaroğlu'nun sözleri ve davranışları örnek.
ÇILDIR
24 Eylül 2013 - 09:13